29 Kasım 2010 Pazartesi

Bulochki

Çocukluğumun en güzel tatlarından biridir bu çörekler. Çocukken amcamlara ne zaman gidersek Nina yengemin bu çöreklerden yapmış olması için dua eder, ederken de nerdeyse yalvarırdım. Hiç unutmam, yapmışken hep koca bir kova, yalnış anlamadınız, bildiğiniz kocamannn kova dolusu yapardı bu çöreklerden. Ben de yatar kalkar bir tek bunlarla beslenirdim. Bu yaşıma geldim, şu çörekleri onun kadar güzel yapana hiç rastlamadım. Sevgili yengecim, senin kadar güzel yapabildim mi bilmiyorum, ama kısa zamanda ustalaşacağım kesin:) (benim bu mayalı hamur merakım devam edeceği için ustalaşmam farz oldu)
Bu arada bu tarif yengemin tarifi değil, ama denediklerimin arasında o çöreklere en yakın tarif bu oldu.


Malzeme;
  • 500 gr un
  • 30 gr yaş maya
  • 60 gr şeker
  • 300 ml ılık süt
  • 1 ad yumurta
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 80 gr yumuşamış tereyağı
  • vanilya özütü
İç malzeme;
  • 4 yemek kaşığı üzüm pekmezi
  • 60 gr oda ısısında yumuşamış tereyağı
  • esmer şeker
  • 100 gr siyah üzüm
Üst şurubu;
  • 50gr kaşığı esmer şeker
  • 4 yemek kaşığı süt
Yapılışı;
  • Fırını 200 derecede ısıtın
  • Mayayı ılık sütte eritin ve üzerine 125 gr un ilave edin, karışımı 20 dakika bekletin
  • Başka kaba, unu eleyin, tereyağını, yumurtayı, şekeri, vanilyayı, tuzu katın, üzerine mayalı karışımı ekleyin
  • Hamuru yumuşak, pürüssüz ve elastik olana kadar yoğurun
  • Bir kabı yağlayın ve hamuru onun içine koyun, üzerini streç filimle kapatın. Kabı bir örtüye sarın ve kabarması için ılık bir yere kaldırın.
  • Hamuru yaklaşık iki saat kabarmaya bırakın
  • Kabaran hamuru fazla yoğurmadan tezgaha alın, yaklaşık 1 cm kalınlığında dikdörtken şekilde açın
  • Yumuşamış tereyağını hamurun üzerine güzelce ellerinizle yayın
  • Yağlanmış hamurun üzerine pekmezi gezdirin
  • Daha evvelden yıkayıp kuruttuğunuz üzümleri de serpin
  • Son olarak yaklaşık 6 kaşık (isteğe göre arttırabilir ya da azaltabilirsiniz) şekeri de serpin
  • Hamuru sıkı bir rulo şekilde sarın
  • Keskin bir bıçakla yaklaşık 2.5 cm aralıklarla eşit parçalara bölün
  • Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine çörekleri bitişik şekilde dizin
  • Üzerini temiz bir bezle örterek yaklaşık 20 dakika kabarmaya bırakın
  • Çırpılmış yumurta sarısını çöreklerin üzerine sürün, biraz daha şeker serpin
  • 200 derece ısınmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin
  • Öte yandan 4 kaşık su ile 50 gr şekerden şurup yapın
  • Fırından çıkardığınız çöreklerin üzerine hemen gezdirin
  • Çörekler ılındıktan sonra tam soğuması için tel ızgaraya yerleştirin, soğuduktan sonra yapışık olan çörekleri birbirinden ayırın

27 Kasım 2010 Cumartesi

İngliz Kahvaltı Maffini

"İngiltere'de bunlara sadece ' Muffins' denir, dünyanın diğer her yerinde ise 'English muffins'tir. Tost ekmeğinin harika bir alternatifi olan bu maffinler Benedict yumurtanın da klasik tabanıdır.  Bunları reçel ve tereyağıyla yememek,  büyük bir günah olduğunu söyleyebilirim:)"  diyor Rachel Allen bu tarifi verirken. Eh tarifin içinde, ekmek, tereyağı ve reçel birlikteliği varsa, benim için gereken tüm anahtar kelimeler yerini bulmuş demektir:)

Malzeme;

  • 500 gr un
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 350 gr süt
  • 2 çay kaşığı şeker
  • 15 gr yaş maya veya 1.5 kaşık kuru maya
  • Öğütülmüş pirinç
Tarif;

  • Unu tuz ile bir kaba eleyin
  • Sütü ılıyana kadar ısıtın ve şeker ile mayayı ekleyin. 5 dakika bekletin
  • Sütün çoğunu un karışımına ekleyin ve elle yoğuracaksanız 6-8 dakika , mikserle yoğuracaksanız ise kanca aparatıyla, hamur yumuşak ve pürüzsüz hale gelene kadar yoğurun.
  • Hamuru yağlanmış bir kalıba koyun ve üzerini örterek, yaklaşık bir saat veya hamur iki katına çıkıncaya kadar kabarmaya bırakın
  • Kabarmış hamuru 2-3 dakika yoğurun ve tekrar üzerini kapatıp 30 dakika daha dinlendirin. Öte yandan bir fırın tepsisine öğütülmüş pirinç serpin
  • Hamuru birdaha yoğurmadan  öğütülmüş pirinç serptiğiniz tezgaha alın, yaklaşık 20 cm uzunluğunda bir kütük (silindir) yapın
  • Bu kütüğü yaklaşık 2 cm lik 10 parçaya bölün
  • Pirinç serptiğiniz fırın tepsisinde kesilen kısmı alta gelecek şekilde hamurları dizin. Üzerine de öğütülmüş pirinç serpin ve avucunuzun ortasıyla hafifçe bastırarak hamurları yaklaşık 1.5 cm'lik kalınlığa getirin
  • Üzerini örtün ve yaklaşık 30 dakika daha kabarmaya bırakın
  • Öte yandan tercihen döküm bir tavayı (yoksa normal tava) orta ısıda ısınmaya bırakın. Tava ısındığında, ısıyı en düşük seviyeye getirin.
  • Maffinleri tavada her yanını yaklaşık 10 dakika süre ile pişirin
  • Piştiklerinde her iki yanı da altın sarısı renginde olacaktır ve tabanlarına vurduğunuzda tok bir ses çıkaracak.   
  • Pişen maffinleri, fazla kurumamaları için temiz bir beze sarın

Dımlama


Dünyanın en kolay yemeği bu olsa gerek. Tam bir "tembel" icadı diyebilirim. Yapımı şu şekilde;
Dolabı aç, tüm sebzeleri çıkar, sebzeleri soy, kes ve sırasıyla tencereye at. Kendi kendine pişsin. Ve işte o kadar!
Sonucuna gelince, hafif, lezzetli ve sağlıklı bir yemek. Normalde bu yemeğe et de eklenir ama ben bu sefer eklemedim. Etsiz yaparsanız ana yemeği et olan bir serviste yan yemek olarak servis edebilirsiniz. Etli versiyonu ise zaten ana yemek olarak sunulabilir.

Malzeme (benim kullandıklarım)

  • 1 ad büyük beyaz soğan
  • 2 ad yeşil biber
  • 1 ad büyük dolmalık kırmızı biber
  • 2 ad patates
  • 2 ad havuç
  • 4 dal pırasa
  • 2 kabak
  • İsteğe göre beyaz lahana
  • Yaklaşık 2 bardak domates (ben yazdan kapattığım domatesleri kullandım, sizde yoksa 3 domatesi küp küp keserek de kullanabilirsiniz)
  • 2 diş sarımsak
  • Tuz, karabiber
Yapılışı;

  • Tencereye 2-3 kaşık zeytinyağı koyun
  • Yarım ay şeklinde doğranan soğanları ve sarımsağı ekleyin ve hafifçe kavurun (ama yakmayın)
  • Üzerine sırasıyla havuçları, biberleri, pırasayı, patatesi, kabağı ve lahanayı ekleyin (sebzeleri iri iri doğrayın)
  • Sebzeler kat kat olacak ve karıştırılmayacak, en üste domatesi ekleyi
  • Tencerenin kapağını kapatın ve en düşük ısıda sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • Piştikten sonra sebzeleri ezmeden tencerede karıştırın, servis tabağına aldıktan sonra üzerine taze kişnişi ince ince doğrayın ve serpin
P.S Bu yemek için en ideali demir döküm tenceredir. Eğer etli yapacaksanız, soğanlardan sonra eti ekleyin.

26 Kasım 2010 Cuma

Biberiye ve Hardallı Kuzu Pirzola

Kuzu Pirzola, sunumu şık, hazırlanışı kolay ve kurutmadan pişirildiği taktirde tadı nefistir. Pirzola genelde patates püresi ile sunulur, ben değişiklik olsun diye bu sefer bezelye püresi ile yaptım. Püre tarifini Gamze Bursa'nın "425 gr" kitabından aktarıyorum.

Malzeme;

  • 4 adet Pirzola
  • 2 çorba kaşığı Dijon hardalı
  • 2 tatlı kaşığı kıyılmış biberiye
  • 2 diş ezilmiş sarımsak
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı çekilmiş karabiber
Tarif;
  •  Fırının ızgarasını yakın
  • Bir kasede; hardal, biberiye, sarımsak, tuz ve karabiberi karıştırın
  • Karışımı pirzolalara güzelce sürün
  • Isıdan 4 parmak uzakta, 160 derecede 4-5 dakika döndürerek pişirin
Bezelye püresi

Malzeme;
  • 2 Paket donmuş bezelye
  • 3 çorba kaşığı krema
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1 tatlı kaşığı tozşeker
  • tuz
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
Yapılışı;
  • Bezelyeleri tuzlu suda haşlayıp süzün
  • krema, süt, tozşeker ve tuz ile birlikte blender'dan geçirin
  • tencereye geri alın ve tereyağını ekleyip 5 dakika pişirin

24 Kasım 2010 Çarşamba

Limon Posset

Jenni Fleetwood'un tarif ettiği bu eski tatlı bir zamanlar soğuk algınlığına karşı ilaç olarak kullanılırdı.
"Eğer onun enfes tadını denemek istiyorsanız biraz burun çekmeye değer" demiş kendisi :) Eh ben de burun çekme safhasını beklemedim, hemen denedim:)

Malzeme;

  • 2.5 Su bardağı/ 600 ml yoğun krema
  • 1 su bardağı / 175 gr şeker
  • 2 ad limon suyu  ve kabuklarının rendesi
Tarif;

  • Kremayı bir tencereye alıp şekeri ekleyin ve şeker eriyene kadar hafifçe ısıtın
  • Ardından sürekli karıştırarak tencereyi kaynama noktasına getirin
  • Limon suyunu ve kabukları ekleyin ve orta ateşte sürekli karıştırarak sosu yoğunlaştırın
  • Karışımı ısıya dayanıklı 4 servis bardağına paylaştırın
  • Soğuduktan sonra kıvamını bulana kadar buzdolabında bekletin
  • Posset'i birkaç limon kabuğu şeridiyle süsleyin
P.S Bir bardak şeker bana göre fazla tatlı yaptı Posset'i,  o yüzden bir sonraki sefere yarım bardak şekerle deneyeceğim

Üzümlü İskoç Çöreği


Şu an sabah 6.39 am ve çöreklerim kahvaltı masasında:))
Bu çöreklerin orijinal adı "Scones with Raisins" dir. İskoç asıllı olan bu çörekler genellikle çırpılmış krema ve çilek reçeli eşliğinde servis edilir. Biraz el oyalayıcı gibi görünse de denemeye değer diye düşünüyorum. Arzu ederseniz hamuru hazırlayıp, derin dondurucuda dondurabilir ve bir ay süre ile saklayabilirsiniz.

Malzeme;


  • 115 gr kuru üzüm
  • 1 bardak soğuk çay
  • 1 bardak rom
  • 360 gr un
  • 4 çay kaşığı kabartma tozu
  • 100 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
  • 85 gr şeker
  • yarım limon kabuğunun rendesi
  • 2 küçük yumurta, hafifçe çırpılmış
  • 100 ml süt
  • 1-2 kaşık krema

Tarif;

  • Üzümleri bir gece çay ve rom karışımında bekletin
  • Unu kabartma tozu ile birlikte eleyin bir kenarda bekletin
  • Karıştırma kabında tereyağını, şekeri ve limon kabuğu rendesini çırpın.
  • Yumurtaları tek tek ekleyin, iyice karışınca da sütü azar azar eklemeye başlayın
  • Karışımı iyice karıştırın
  • Kademeli olarak unu katın ve hamuru pürüssüz ve elastik olana kadar yoğurun.
  • Üzümleri katın
  • Hamuru bir top haline getirin, streçleyin ve bir geceliğine buzdolabına kaldırın
  • Ertesi gün fırın tepsinize yağlı kağıt serin.Fırını 210 derecede ısıtın
  • Hafifçe unladığınız tezgaha hamuru çıkarın ve 2 sm kalınlığında açın
  • 6 sm lik yuvarlak kalıpla yuvarlaklar kesin
  • Kremayı bir çimdik tuz ve şekerle çırpın
  • Çöreklerin üzerine sürün
  • 15-18 dakika pişirin
P.S Valla bu ne zahmetli iş dediğinizi duyar gibiyim ama emin olun değer:)

23 Kasım 2010 Salı

Yulaflı Kurabiye

Bu sabahın köründe yarın için yapmayı planladığım kahvaltı çöreklerinin hamurunu hazırladım, bu arada ne yapsam diye düşünürken aklıma bu kurabiyeler geldi. Şöyle güzel bir kahveyle pek lezzetli olurlar.

Malzeme;

  • 110 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
  • 110 gr şeker
  • 110 gr kahverengi şeker
  • 250 gr yulaf
  • 1 yumurta
  • 2 yem.kaşığı su
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü
  • 250 gr un
  • kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 110 gr üzüm
Tarif;
  • Fırını 180 derecede ısıtın
  • Tereyağını kremamsı bir hal alana kadar çırpın
  • Şekeri katın çırpmaya devam edin
  • Yumurtayı, vanilyayı ve suyu ekleyin ve güzelce karışana kadar çırpın
  • Mikser hızınızı azaltın ve yulafı, unu ve üzümleri ekleyin
  • Hamuru ceviz büyüklüğünde yuvarlaklar yapın ve tepsiye aralıklarla yerleştirin
  • 15-20 dakika pişirin. Kenarları altın renginde ancak ortası hafif yumuşak kalacak
  • Fırından çıkardığınız kurabiyeleri telde soğumaya alın
P.S Ben üzüm katmadım çünkü Kağan efendi sevmiyor:)

22 Kasım 2010 Pazartesi

Patates Püresi eşliğinde Tavuk

Kolayca hazılayabileceğiniz bir tarif. Tavuğu genelde marketten almam, ya kasaptan ya da annemin köyden getirttiği tavukları kullanırım. Bu da köy tavuğu, o yüzden pişmesi biraz uzun sürüyor. Son zamanlarda marketlerde organik tavuk etine rastlar oldum, tabi ne kadar doğrudur bu bilmiyorum ama en azından onu tercih etmeniz daha sağlıklı oldur diye düşünüyorum.

Malzeme:

Patates püresi
,
  • 5-6 orta patates
  • 1 bardak krema
  • yarım demet dereotu
  • Tuz- Taze çekilmiş karabiber
Patatesleri soyun ve tuzlu suda iyice pişene kadar haşlayın. Pişmiş patatesleri püre ezeceği ile iyice ezin, veya blenderleyin (Ben patatesi pütürlü sevdiğim için çatalla eziyorum). Bir bardak kremayı ekleyin ve hafif ateşte kremanın patateslere birleşmesi için güzelce karıştırarak bir kaç dakika pişirin. Tuz ve taze çekilmiş karabiberi ekleyin. Son olarak ince ince kıydığınız dereotunu da ekleyin ve biraz daha karıştırarak pişirin ve tencereyi ateşten alın.

Tavuk için;
  • 4 adet tavuk budu
  • 2  beyaz soğan
  • 250 ml su
  • 3 diş sarımsak
  • Tuz- taze çekilmiş karabiber
Tarifi;
  • Kişi adedine göre tavuk budu alın.
  • Tavuk butlarını tuz ve karabiberle ovun.
  • Bir tencerede çok az sıvıyağı ile butları her iki tarafı da nar gibi kızarana kadar çevirin
  • Kızarmış butları fırın tepsinize yerleştirin
  • Soğanları dörde bilerek tavukların etrafına yerleştirin
  • Öte yandan 3 diş sarımsağı ince ince kıyın
  • 250 ml suyu tavukları kızarttığınız tencereye dökün (tavukları kızarttıktan sonra tencereyi yıkamaya atmayın sakın:), kıyılmış sarımsakları da ekleyerek bir kaç dakika kaynamaya bırakın.Tuz ve karabiber de ekleyin
  • Elde ettiğiniz bu sulu karışımı süzgeçten geçirerek fırın tepsisindeki tavukların üzerine gezdirin.
  • Tavukların üzerini folyo ile kaplayın
  • 200 derecede ısınmış fırında 40 dakika pişirin
  •  Sonra da folyoyu kaldırarak tavukların üzerinin de kızarması için 5-10 dakika daha fırında bırakın
Servis ederken üzerine havanda dövülmüş karabiber serpebilirsiniz.

21 Kasım 2010 Pazar

Portakallı Kek

Evimizde turunçgiller egemenliğini ilan etmiş durumda, portakallar, sarı sarı limonlar mis gibi mandalinalar...
Eh ben de ne yaptım turuncu portakallarımı aldım bi kek yaptım, üzerini de Duyguannemin portakal reçeli ile de süsledim. Voilà!!


Malzeme;

  • 225 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
  • 225 gr şeker
  • 1 portakal kabuğunun rendesi
  • 4 yumurta
  • 225 gr un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı portakal suyu
Kreması;
  • 125 gr tereyağı
  • 225 gr pudra şekeri
  • 1 portakal rendesi
Tarif;
  • Fırını 180 derecede ısıtın, kalıbı yağlayın
  • Tereyağını güzelce çırpın
  • İyice çırpılmış tereyağına şekeri ve portakal rendelerini ekleyin, karışım puf puf olana kadar çırpın
  • Yumurtaları tek tek ekleyin (Her yumurtanın iyice karıştığına emin olun)
  • Unu ve kabartma tozunu ekleyin, hamuru hafifçe karıştırın
  • Son olarak 1 kaşık portakal suyunu ekleyin ve güzelce karıştırın
  • Hamuru yağladığınız kek kalıbına dokün ve üzerini düzeltin
  • Fırında 25-30 dakika pişirin
Krema;

  • Tereyağını mikserde puf puf olana kadar çırpın
  • Pudra şekerini ve portakal kabuklarını ekleyin ve krema kıvamı alana kadar çırpın
  • Soğumuş olan kekin üzerine kremayı sürün
P.S Ben kek hamuruna sadece 1 bardak şeker kullandım, çünkü krema oldukça tatlı oluyor. Süslerken de Portakal şekerlemesi kullandım.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Souad Massi | Raoui



Bu hüzünlü sesi her duyduğumda gözlerim dolar, bu ses kadar hüzünlü Vatanıma...
Ey masalcı bize bir hikaye anlat
Anlattığın hikaye masal olsun
Bize eski insanlardan bahset
Bize 1001 geceden bahset
Ghoul'un kızı Lunja'dan
Ve sultanın oğlundan bahset


Bir varmış bir yokmuş
Bizi bu dünyadan uzaklara götür
Bir varmış bir yokmuş
Hepimizin kalbinde kendi hikayemiz var

Büyüdüğümüzü unuttur bize
Bizi hala gençmişiz gibi hayal et
Bize cenneti ve cehennemi anlat
Hayatında hiç uçamamış kuşu anlat
Bize bu dünyanın anlamını anlat

Ey masalcı bize sadece sana anlatılanları anlat
Hiç bir şey eklmeden, hiç bir şey atlamadan
Biz aklındakileri görebiliyoruz
Bize bugünleri unuttur
Ve bizi, bir varmış bir yokmuş diyarında bırak...

Küçük Pastalar

Geçenlerde kitapçıda dolaşırken Nicoletta Negri ile Denis Buosi'nin "Çikolata" adlı kitabı gözüme ilişti . Bu konuda çok kıt bir bilgiye sahip olduğumdan kitabı almaya karar verdim. Eve gelir gelmez kitabı karıştırmaya başladım ve bu işin oldukça zor olduğuna karar verdim:) Yahu bu çikolata ne zahmetli bir olaymış. Hele bir 'Temperleme' olayı vardır ki sormayın gitsin.
"Temperleme çikolatanın içerdiği üç maddenin; şeker, kakao kitlesi ve kakao yağının birbirinden ayrılması için önce eritme ısısına getirilmesi, sonra da parlaklığı, dayanıklılığı ve güzel bir şekli garantileyen kakao yağının billurlaşmasıyla bu maddenin tekrar birleşmesi işlemidir". İnsan okurken bile bir oh çekiyor değilmi? :)
Şaka bir yana Çikolata gerçekten bir sanat, ve bu sanat ile uğraşabilmek için gerçekten bir tutku gerek.
Ben en basit tariften başladım, sonuç güzeldi...

Malzeme:
4 Kişilik
  • 100 gr Bitter çikolata
  • 100 gr tereyağı
  • 100 gr pudra şekeri
  • 2 yumurta
  • 2 yumurta sarısı
  • 30 gr acı  toz kakao
  • 25 gr Un
  • 1/2 çay kaşığı kakule ve tarçın
Tarif:

  • Tek kişilik sufle kapları yağlayın ve unlayın
  • Fırını 200 derecede ısıtın
  • Benmari usulü çikolata ile tereyağını sık sık karıştırarak eritin
  • Pudra şekerini elekten geçirin
  • Karıştırmaya devam ederek çikolata karışımının üzerine dökün
  • Hepsi mükemmel bir şekilde iç içe geçsin
  • Yumurta ve yumurta sarılarını birer birer ileve ederek karıştırmaya devam edin
  • Son olarak içine kakao ve baharatları kattığınız unu da ilave edin
  • 200 derece ısınmış fırında 15 dakika pişirin
Pişip pişmediğini kontrol ederken kenarlarının pişmesine, orta kısmın ise yumuşak kalmasına dikkat edin. Bu tatlı hem soğuk hemde sıcak servis edilebilir.
P.S Bu arada ben eski alışkanlıkla kapları yarım doldurdum, ama bu tatlıda ne kabartma tozu var ne de yumurtalar çırpılıyor. Bunu hesaba katın, kapları az bir pay bırakarak doldurabilirsiniz.

Soğanlı, Patatesli Karnıbahar


Bu sabah kahvaltıda buzdolabımı açtım ve karşımda, bir haftadır, dolabı her açışımda bana melül melül bakan karnıbaharla göz göze geldik. Sonunda ona daha fazla haksızlık yapamıyacağıma karar verdim ve öğle yemeğimizin baş kahramanı olarak kendisini seçtim. Eh o da beni kırmadı pek de lezzetli oldu:)
Bu arada karnıbahar, zihin yorgunluğunu giderir, sinirleri kuvvetlendirir, idrar söktürür, dalak hastalıklarına iyi gelir ve şeker hastalarına faydalıymış. Ayrıca da kalp hastalıklarında şikayetlerin azalmasında yardımcı olurmuş:)  Bilginize...

Malzeme:

  • 500 gr patates
  • 1 paket Karnıbahar
  • 3 orta boy soğan
  • 1 kutu krema
  • 150 gr rendelenmiş kaşar peyniri
  • 6 çorba kaşığı rendelenmiş parmesan peyniri
  • tuz
  • pulbiber
Yapılışı:

  • Fırını 180 dereceye ayarlayın
  • Patatesleri kabuklarını soyup tuzlu suda haşlayın
  • Karnıbaharları 5 dakika haşlayın yada buharda pişirin (daha lezzetli olur)
  • Soğanları bir tavada sıvıyağda pembeleştirin
  • Patatesleri halka halka doğrayın
  • Bir sıra patates ve üzerine sırasıyla kremanın yarısı, permesan peyniri, soğan ve karnıbaharı dizin
  • kalan kremayı üzerine dökün
  • en üste kaşar peynirlerini ve pulbiberi serpin
  • Fırında 20 dakika pişirin

15 Kasım 2010 Pazartesi

Kabaklı Kek

Zırt Pırt arkadaş toplantısı yapmaya meraklıyımdır, işte bu kabaklı kek benim tam anlamıyla kurtarıcım sayılır. Kek kalıbında yapabileceğiniz gibi muffin kalıbında da yapabilirsiniz. Çok hafif ve leziz bir kek, beş çaylarında veya yemeklerde ara sıcak olarak servis edilebilir.

Malzeme;

  • 4 kabak
  • 1/2 demet dereotu
  • 200 gr Labne peyniri
  • 2-3 dal taze soğan
  • 2 yumurta
  • 2 su bardağı un
  • kabartma tozu
  • 75 gr tereyağı
  • çörek otu
  • tuz-karabiber

Yapılışı
  • Kabakları soyun ve bir kaba rendeleyin
  • Soğanları ve dereotunu ince ince kıyın
  • Yumurtaları çırpın
  • Kabakları yukarıda saydığımız tüm malzeme ile karıştırın ve karışıma labne peynirini ekleyin
  • Son olarak unu, tuz, karabiber ve kabartma tozunu eleyerek karışıma elkleyin ve güzelce karıştırın
  • Yağladığınız kek kalıbına karışımı dökün ve üzerine küp küp doğradığınız tereyağını serpiştirin
  • Son olarak keki çörek otu ile süsleyin
  • Daha önceden 175 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 30-35 dakika, üzeri kızarana kadar pişirin

Sakızlı Muhallebi

Sakızın efsanelerle dolu büyülü bir öyküsü var, bu öyküde Hipokrat'tan Kristof Kolomb'a kadar birçok tarihi isim geçiyor. İlk olarak Yunanlılar, sakız ağacından damla sakızı elde etmiş ve “Mastiche” adını verdikleri sakızı sadece çiğnemekle kalmayıp, sağlık alanında kullanmışlar. Zamanla Damla sakızı  Anadolu’da balmumu ile kullanılmaya başlanmış. Bu karışım özellikle Osmanlı haremindeki kadınlar tarafından çok sevilirmiş.
Sıkı bir Damla sakızı hayranı olan ben, nerdeyse dört senedir çok merak ettiğim bu tarifi ancak bugün deneyebildim. Gamze Bursa'nın bu tarifini nihayet sizinle paylaşıyorum.
Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım...

Malzeme: 6-8 kişilik
  • 1.lt süt
  • 1 su bardağı tozşeker
  • 1 su bardağı süt (ekstra)
  • 1 su bardağından 1 parmak eksik un
  • 1 yumuta
  • 1 damla sakızı
  • vanilya
  • 75 gr tereyağı
 Sosu için;
  • 2 su bardağı vişne suyu
  • 4 çorba kaşığı tozşeker
  • 1 çorba kaşığı buğday nişastası

Yapılışı;
  • süt ve şekeri bir tencerede karıştırarak pişirmeye başlayın
  • başka bir kapta 1 su bardağı süt ile unu ezerek karıştırın
  • içine yumurtayı ekleyip karıştırın
  • bu karışımı kaynayan süte yavaş yavaş ilave edin
  • damla sakızını havanda dövün ve sütün içine ekleyin
  • vanilyayı da ekleyin
  • muhallebi kıvamına gelince ocaktan alın
  • tereyağını bir kaç parçaya bölerek muhallebiye ekleyin
  • köpürür gibi oluncaya kadar el blender'ıyla çırpın
  • karışımı kaselere veya tek bir servis kasesine koyun ve soğumaya bırakın
  • ayrı bir tencerede vişne suyu, şeker ve buğday nişastasını karıştırarak pişirin
  • kaynadıktan sonra ocaktan alın
  • kaymak tutmaması için karıştırmaya devam edin
  • ılındıktan sonra muhallebi üzerine dökün ve buzdolabına koyun

13 Kasım 2010 Cumartesi

Elmalı Alman Kek

Tarçın ve elma kokusuna bayılıyorum, dolayısıyla her türlü elmalı kek tarifi ilgimi çeker. Geçenlerde Rachel Allen'in kitabında rastladığım bu tarifi denedim, sonuç harika. Hele üzerine bir de çırpılmış krema ekleyince nefis...

Malzeme:

2 Yumurta
175 gr Şeker +  hamurun üzerine serpmek üzere 15 gr kahverengi şeker
1/2 çay kaşığı vanilya özütü
100 gr tereyağı
75 ml süt
125 gr Un
1/2 çay kaşığı Tarçın
Kabartma tozu
2 küçük veya bir büyük elma
Servis için 75 ml Krema

Yapılışı:

  • Fırını 200 derecede ısıtın ve kek kalıbınızı yağlı kağıtla kaplayın
  • Yumurtaları, şeker ve vanilya ile, mikserin en yüksek hızında yaklaşık beş dakika kadar çırpın.
  • Tereyağını süt ile ocakta eritin.
  • Bu karışımı yumurtalı karışıma ekleyin ve ikisini karıştırın.
  • Öte yandan un, tarçın ve kabartma tozunu bir kaba eleyin ve ıslak malzeme (yumurtalı karışım) ile birleştirin.
  • Hamuru kalıba dökün.
  • Elmaları soyun ve ince ince doğrayın, doğradığınız elmaları hamurun üzerine güzelce dizin (elmalar dibe çökecek, bu normal).
  • Son olarak kekin üzerine kahve rengi şekeli serpin ve 200 derece ısıtılmış fırına koyun.
  • On dakika sonra fırının ısısını 180 dereceye indirin ve yaklaşık 25-30 dakika kadar daha pişirin.
Fırından çıkan keki soğumaya bırakın, servis ederken üzerine çırpılmış krema ekleyebilirsiniz.

12 Kasım 2010 Cuma

Pırasalı Tart

Sokaklarda uçuşan rengarenk ağaç yaprakları yaklaşan kışın habercisi gibi. Soğuk havalarda, kış sebzeleriyle evde yapılabilecek en güzel şeylerden biri de sebzeli tartlardır. Bu tartların en güzel tarafı hem yapımı kolay hem de aklınıza gelen her türlü mevsim sebzesiyle yapılabiliyor olamsıdır. Ben pırasa sevdiğim için pırasalı yaptım, ama siz bunu kabak, patlıcan, patates,soğan gibi sebzelerle de yapabilirsiniz.

Malzeme:

3-4 dal pırasa
2 ad. küçük kırmızı biber
istenilen miktarda brokoli ( ben 100 gr kadar koydum)
30 gr tereyağı
55 gr cheddar peyniri (ben Pınar hanımın eski kaşarını kullandım)
2 yumurta
250 ml krema
tuz-biber

Tart hamuru için

190 gr Un
1/2 tatlı kaşığı tuz
115 gr tereyağı
2-3 çorba kaşığı soğuk su

Tarif:

  • Hamur için, unu ve tuzu bir kaseye eleyin, küp küp doğradığınız tereyağını bu karışıma iyice yedirin.
  • Her seferinde 1 çorba kaşığı olmak üzere su serperek hamuru top haline getirene kadar yoğurun.
  • Hamuru açın, 25 cm'lik kalıba çok germeden serin. Kenardan sarkan kısımları kesin.
  • Hamurun üzerine yağlı kağıt serin ve ağırlık yapması için kuru fasulye veya mercimek gibi bir ağırlık koyun.
  • Önceden 200 derece ısıtılmış fırında 10 dakika pişirin, sonra yağlı kağıdı ağırlığı ile birlikte kaldırın ve tart hamurunu tekrar fırına koyun, 5 dakika daha pişirin.
  • Soğumaya bırakın
  • Öte yandan, tavaya tereyağı ve birazcık zeytinyağı koyun (yoksa tereyağı yanar) halka halka doğradığınız pırasaları, küp küp kesilmiş biberleri ve brokolileri hafifçe kavurun.
  • Karışımı tartın üzerine aktarın.
  • Bir kasede 2 yumurtayı krema ile çırpın, peynir, tuz ve biberi ekleyin.
  • Son olarak karışımı tartın üzerine dökün ve tartı yaklaşık 25- 30 dakika, üzeri kızarana kadar fırında pişirin.

11 Kasım 2010 Perşembe

NAN

Eskiler ekmeğe nán-ı azîz derlemiş, yani çok değerli nefis ekmek. Nán-ı haram'dan kaçılır, nán-ı helál peşinde koşulurmuş.
Her yaz kardeşimle babaannemi ziyarete Harezm'e giderdik. İşte orda da ekmek pek önemli bir makamı işgal ederdi. Her evde on günde bir ekmek "yapma" günü olurdu. Evin hanımları toplaşır, koca koca taslarda ekmek hamuru mayalanır, yoğrulur ve tandırlarda onlarca ekmek pişirilirdi. Tandırdan çıkan nar gibi nan'lar dasturhonlere (örtülere) sarılır ve bir sonraki 'non yopma' gününe kadar aileyi idare ederdi.
Sabah taze kaynatılmış süte doğranan nanın kokusu en güzel anılarımdan biridir. Geçenlerde annemin evinde Özbekistan'dan getirilmiş 'delgeç' (ekmeğin üzerine delik yapmak için yarayan alet) buldunca, nan yapmaya karar verdim. Tabi gerçek Nan'ın sadece sönük bir taklidi, çünkü Nan hamurturuş (bir önceki ekmekten saklanan parça) ile mayalanır ve tandırda pişer. Ama yinede yapmak istedim, tadı güzel, kahvaltıda bal ve lor ile pek lezettli oldu:)



Malzme:

5 gr yaş maya
0.5 litre süt ( Su da kullanılabilir)
Aldığı kadar un
1 silme kaşığı tuz


  • Maya'yı ılık sütte eritin, un ve tuzu ekleyin. Hamuru 'kulak memesi' yumuşaklığına gelene kadar güzelce yoğurun. Hamur pürüzsüz hale gelmelidir.
  • Hamuru bir kapta üzerini örterek ılık bir yerde yaklaşık iki saat kabarmaya bırakın.
  • Kabaran hamuru bir kez daha hafifçe yoğurduktan sonra hamuru üç parçaya bölün, her parçayı merdaneyle yuvarlak şekilde açın ve üzerini bir çatalla süsleyerek delin.
  • Önceden ısıttığınız 220 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
P.S Ekmekleri tek tek fırına verin (zaten fırın tepsisine sadece tek bir ekmek sığar), ben daha küçük yaptım bu sefer, o yüzden ikişer ikişer fırına verebildim.

7 Kasım 2010 Pazar

Brownie



Öğrencilik yıllarımda kızlarla toplaşır, sık sık Bebek Koru Kahvesi'ne giderdik. O zamanlar çay ince porselen fincanlarda servis edilirdi (en son gittiğimde artık o fincanlar yoktu, son gidişim de yaklaşık beş sene evveline denk geliyor). İşte, Bebek Koru Kahve'sinin ilk yıllarında, ekmekler daha Paul'den alınırken, fincanlar zarif ve şıkken bir brownie yemiştim. Bu tatlı ile ilgili aklımda en çok yer eden detay, browni'nin üzerine dökülen vişne reçeliydi. Aslında o kadar şekerli bir şeyin üzerine bir de reçel bayıltıcı olur gibi geliyor ilk başta ama ben vişnenin mayhoşluğunu tatlıya çok yakıştırmıştım.
Bu sabah brownie fırından çıkarken ben yazdan dondurduğum vişneleri şekerle ocağa çoktan koymuştum, merak ettim, denedim ve beğendim. Bir de siz deneyin:)

Tarifi:
60 gr. Bitter Çikolata
66 gr. Tereyağ
210 gr. Şeker
2 Yumurta
116 gr.  Un
Kabartma Tozu
3 gr. Tuz
60 gr. Kırık Ceviz/Fındık

•   Fırını turbo 165 dereceye ayarlayın.
•    20 cm’lik kare bir kabı yağlayın.
•    Küçük küçük doğradığınız çikolataları tereyağ ile benmaride eritin. 
•    Erimiş çikolataları kabıyla beraber benmariden alıp 2 dakika ılınmaya bırakın.
•    Önceden elenmiş ve öyle ölçülmüş unu, kabartma tozu ve tuzla beraber tekrar eleyin.
•    Bu arada yumurta ve şekeri çırpın.
•    Yumurtaları çırparken, ılınmış çikolata karışımını içine akıtın.
•    Karışınca, elenmiş toz karışımını ekleyin. Sadece karışıncaya kadar karıştırın.
•    Içine kırıklanmış fındık yada cevizleri de katın.
•    Önceden kızmış fırında 25- 30 dakika pişirin.
•    Tamamen soğusun, öyle kesin ve kalıptan çıkarın.

5 Kasım 2010 Cuma

Kantin'den Kabaklı Kırma Börek

İstanbul'un en çok sevdiğim semtlerinden biridir Nişantaşı, nedense özellikle sonbaharda daha bir severim burayı. Bana garip bir şekilde neşe ve huzur veriyor hafif serin güz havasında özellikle arka sokaklarında gezinmek.

 

İşte Nişantaşın'da gezinirken mutlaka uğradığım bir yer var, Kantin. Bazen alt kattaki dükkandan, hangisine el atsam diye şaşkaloz olmuş vaziyette bir şeyler alırım, portakallı kek, mısır ekmeği en çokta kabaklı kol böreği alırım, bazen de o bembeyaz örtülerle bezeli sade masalarda leziz birşeyler atıştırırım. Büyük bir keyifle ziyaret ettiğim bu durağın tarifi olan Kabaklı  kırma börek tarifini nihayet denemeye karar verdim. Nicedir denemek istemiştim, kısmet bugüne...
P.S Bugün çok sevdiğim bir dostumu ziyarete gidiyorum, bu böreği de ona götüreceğim, bakalım beğenecekmi:)



Tarifi:

2 ad. Yufka
3 ad. Kabak
400 ml. Süt
100 ml. Krema
125 gr. Yoğurt
2 ad. Yumurta
80 ml. Zeytinyağı
100 gr. Beyaz Peynir, rendelenmiş
100 gr. Taze Lor, irice kırıklanmış
1 bağ Taze Nane
½ bağ Dereotu
Tuz-Karabiber

•    Krema, süt, yoğurt, zeytiyağı ve yumurtaları tuz-karabiberle iyice çırpın. Karışsın.
•    Kabakları rendenin iri tarafıyla rendeleyin.
•    Tek yufkayı tezgaha açın. Üstüne az bir şey hazırladığınız sosdan serpiştirin. → Fazla olmasın. 2-3 kaşık yeterlidir.
•    Rendelediğiniz kabakların yarısını bu yufkanın üstüne serpiştirin. Eşit yayılmasına, kenarlara da gelmesine dikkat edin.
•    Sonra aynı şekilde, sırasıyla beyaz peynir, lor, dereotu ve nane yapraklarını serpiştirin.
•    Sonra yufkayı alt ve üst kenarından sıkıştırarak akordiyon gibi yapın. Yani önünüzde size paralel olarak duran, uzunlamasına bir  akordiyon olsun.
•    Bu uzunlamasına akordiyonu eşit 5 parçaya kesin.
•    Diğer yufkayı da aynı şekilde hazırlayın ve tüm kestiğiniz parçaları bir fırın kabına sıkışık olacak şekilde yerleştirin.
•    Sosun tamamını bu böreğin üstüne dökün ve 30-60 dakika buzdolabında bekletin.
•    Önceden 160 dereceye (turbo) ısıtılmış fırındayaklaşık 40-45 dakika, üstü kızarıp, sıvısını çekinceye kadar pişirin. → Kurumasın, ıslak olsun ama sulu olmasın.

4 Kasım 2010 Perşembe

Hafif çok hafif

Bugün hızımı alamadım, akşam için hazırladığım çorbanın tarifini de sizinle paylaşmak istedim. Sebze seviyorsanız ve akşamları hafif bir şeyler yemek isterseniz işte tam size göre tarif. Gerçi Türkiye'de bu gibi fazla sulu çorbalar pek ilgi görmüyor (en azından benim bildiğim kadarıyla, belkide yanılıyorumdur:) ama ben yinede bu çok sevdiğim çorbanın tarifini vermek istiyorum. Bu çorbada ben yağ kullanmıyorum ama siz isterseniz biraz zeytinyağı ekleyebilirsiniz. Bu tarifin en güzel tarafı buzdolabınızda bulunan tüm sebzeleri kullanabilirsiniz. Bugün ben çorbada dana eti kullandım ama kuzu eti çok daha leziz olur, hemde yağ eklemenize hiç gerek kalmaz.

Çorba malzemesi:

4 kişilik

1 büyük patates
1 orta kabak
2 sap pırasa
1 soğan
300 gr kadar küçük küçük doğranmış kuzu eti
1 orta havuç
7-8 yaprak pazı (isterseniz ıspanak da koyabilirsiniz)
6-7 bardak su (çorbanızın daha sulu yada daha az sulu istemenize bağlı olarak ayarlayın)
Tuz-taze çekilmiş karabiber
bir tutam dereotu

Yapılışı

Yukarıda saydığım malzemeleri isteğinize göre çeşitlendirebilirsiniz. Tüm sebzeleri küçük küçük doğrayın. Yaklaşık 6 su bardağı kaynar suya önce defne yaprağı, et ve kuru soğanı atın, orta ateşte etler biraz yumuşamaya başlayana kadar kaynatın. Suyun üzerinde oluşan köpükleri bir kaşık yardımıyla yüzeyden temizleyin. Sonra sırasıyla havuçları, patatesleri (varsa biraz kereviz katarsanız çok yakışır) ekleyin ve havuç ve patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin.  Ardından kabakları ekleyin ve onlar da yumuşayınca son olarak ince (çok ince olmasın ama) doğradığınız pazı veya ıspanağı ekleyin ve tencerenin altını kapatın ( benim tencerem dökme demir olduğundan altı kapandıktan sonra da bir miktar içindeki malzeme pişmeye devam ediyor o yüzden kapatıyorum, ama eğer sizin tencereniz döküm değilse o zaman biraz pişmesini bekleyin sonra da altını kapatın. Ama dikkat edin ıspanak veya pazı fazla pişerse hem rengini hemde vitaminlerini kaybeder). Çorbanızı servis ederken üzerine biraz krema gezdirebilirsiniz. Son dokunuş olarak biraz taze ince kıyılmış dere otu serpin. Ben acı sevdiğimden evde annemin bahçesinden topladığım biberlerden yaptığım acı sostanda koydum.
P.S Bu arada ben çorbalarımı pişirirken asla yüksek ateşte haşlamıyorum, genelde kısık ateşte pişmesini tercih ediyorum, sebzeler fazla pişip ezildiğinde pek lezzetli olmuyorlar.
Afiyet olsun:)

Mis kokulu ekmek

Küçük bir kızken annem beni ekmek almaya markete yollardı. Ben de gider bir sürü ekmek arasından özene bezene bir somunu seçer, öyle eve dönerdim. Annem ekmeği alır önce bir güzel koklar, dilimler tadına bakardı. Sonra bana döner o güzel gülümsemesiyle "Aferin sana kızım yine en güzel ekmeği seçmişsin" derdi. Ben, yüzümde beliren gurur dolu gülümsemeyle bir sonraki başarılı seçimim için markete yollanmayı dört gözle beklemeye koyulurdum. İşte o zamanlar yediğim tam buğday unundan yapılmış dikdörtgen somunların ne kokusunu ne de tadını hiç unutmadım. Yıllar geçtikçe, ülkede buhranlar başladıkça ekmek de tıpkı memleketim gibi solmaya ve silikleşmeye başlamıştı. Artık ne unu aynı un ne de kokusu aynı kokuydu; marketlerden ekmek alınmaz hale gelmişti. Unutmuştum artık o kokuyu ve o tadı, taki iki sene evvel elime Dilistan Çilingiroğlu Shipman'in "Ekmek Bir Tutukudur" kitabı elime geçene kadar.
O kitaptan bir çok tarif öğrendim, ama en çok yararlandığım bilgi fermente metotlarıydı. O kitaptan öğrendiğim bir mayayı kullanarak Arzu-Ülfet Aygen'in "Beyaz Unusuz Şekersiz Hamur İşleri" kitabında verdikleri "Ekşi Mayalı Alman Ekmeği" tarifinde kullandım. Verilen tarifte ekşi maya kullamılmıştı. Ancak ben, daha kolayıma gelen "Poolish mayası"nı kullandım. Sonuç bana göre harikaydı, ekmeğin tadı ekşi maya ile yapılan ekmeği çok andırıyor. İçi hafif nemli, dışı çıtır çıtır kabuklu bir ekmek oldu ve birkaç gün oldukça tazeliğini korudu. Ben genelde iki somun yapıyorum, ailecek üç günde de bitiriyoruz. Ekşi mayalı, içi hafif nemli ekmek sevenlerin mutlaka denemesini tavsiye ederim. Bana kalırsa evinde bir kere ekmek yapan biri, bir daha dışarıdan ekmek alıp yemek istemez. Deneyin...
Sevgilerle


Sadece EKMEK

Mayasını hazırlamak için:

350 gr Un (ben tam buğday unu kullanıyorum ama beyaz un da kullanabilirsiniz) (yaklaşık 3 s.bardağı un)
375 ml su (yaklaşık iki s.bardağı su)
5 gr taze maya (Pak maya kullanıyorum)


Suya mayayı katın ve güzelce maya eriyene kadar karıştırın. Maya eridikten sonra üzerine un katın ve karıştırın, koyu bir bulamaç elde edeceksiniz. Üzerini temiz bir bezle örtün ve ılık bir yerde 2-3 saat kadar kabarmaya bırakın. Bu karışım buzdolabında kullanılmaya hazır bir şekilde 3 gün bekletilebilir.
P.S Suyunuz çok hafif ılık olursa maya daha güzel kabarır, ancak dikkat edin fazla sıcak olmasın.

Ekmek hamuru için: (1 Somun)

2 su bardağı tam buğday unu
2 su bardağı çavdar unu (isterseniz beyaz un da katabilirsiniz)
1.5 su bardağı yukarıda tarif ettiğim maya
1.5 su bardağı ılık su
1 silme yemek kaşığı tuz
1 yemek kaşığı pekmez

Yapılışı:

Ben şöyle yapıyorum, karıştırma kabına önce ılık suyu ve pekmezi koyuyorum, üzerine mayayı ekliyor bir güzel karıştırıyorum. Ardından unu, tuzu da katıp mikserin hamur karıştırma ucuyla düşük seviyede güzelce karıştırıyorum. Mikseriniz yoksa elle de yoğurabilirsiniz, hamur yapışkan kıvamlı olacaktır, daha fazla un katmayın. Hamuru karıştırma kabının içinde 20 dakika kadar dinlendirin. Sonra tekrar yoğurun, ardından içini pişirme kağıdı ile kapladığınız uzun kek kalıbına hamuru dökün. Üzerini nemli temiz bir bezle kapatın ve yaklaşık 2 saat ılık bir yerde kabarmaya bırakın. Kabaran ekmeğin üzerine biraz un serpin. Şimdi geldik en önemli kısmına. Fırın mutlaka daha önceden ısıtılmış olmalıdır, ilk etapta 220 dereceye getirdiğiniz fırına küçük bir kapta su koyun, ekmeğinizi 10 dakika 220 derecede pişecek, 10 dakika sonra fırının ısısını 200 indirin ve 45 dakika daha pişirin.
Fırından çıkardığınız ekmeğinizi bir ızgara üzerinde soğumaya bırakın
Afiyet olsun
P.S tarif çok zor ve oyalayıcı gibi görünüyor ama gözünüz korkmasın, eliniz bir alışsın, sonrası kolay:)

3 Kasım 2010 Çarşamba

Limonlu Kek



Dün akşam, İpek hanım'ın çiftliğinden heyecanla beklediğim haftalık meyve sebze kolim geldi, koliyi açmamla burnuma harika bir limon kokusunun çarpması bir oldu. Çok fazla düşünüp taşınmama gerek kalmadı ve ilk tarifimde bu muhteşem limonları kullanarak kek yapmaya karar verdim. Pazara çıkın harika kokulu limonlardan bir kaç tane kapıp bu mis gibi limon kokan kekten deneyin derim.


Limonlu kek

Kek hamuru için:

5  yumurta
250 gr tereyağı
250 gr şeker
1-2 limon rendesi
1/5 bardak limon suyu
250 gr un
1 paket kabartma tozu

Glasürü için:

250 gr pudra şekeri
2 yemek kaşığı limon suyu

Yapılışı:

Önce yumurtaların güzelce çırpın, ardından şekeri ekleyerek (bu arada ben sadece 125 gr şeker kullanıyorum) çırpmaya devam edin, mikserinizin ayarını düşürün ve sırasıyla yumurta sarısını, erimiş tereyağını, limon suyunu ve limon rendelerini de ekleyin. Mikser ayarınızı 1'e alın ve yavaş yavaş un ve kabartma tozunu ekleyin. Yağladığınız kek kalıbında daha önceden ısıttığınız175 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin, yaklaşık 25-30 dakika kadar. Fırından çıkarmadan evvel mutlaka içinin de pişip pişmediğini bir kurdanla kontrol edin.
Diğer taraftan 2 yemek kaşığı limon suyunu pudra şekeri ile karıştırın, yoğun bir karışım elde edeceksiniz ( ben biraz daha fazla limon suyu kattım çünkü fazla koyu oldu), glazürü kekin üzerine dökün. Donunca kıtır kıtır kekin üstünü kaplar ve mayhoş bir tat verir

2 Kasım 2010 Salı

İLK...

Fırında pişmek üzere olan ekmeğimin başdöndürücü kokusu eşliğinde bugün ilk adımımı atıyorum, yakında bu sayfalarda mutfak deneyimlerimi acemice çekilmiş resimlerimle süsleyerek sizinle paylaşacağım, cok heyecanlıyım...