16 Aralık 2010 Perşembe
6 Aralık 2010 Pazartesi
Havuçlu Kek
Bir kaç gündür blog ile bir türlü ilgilenemedim, ama yine blogun hayrı için koşturdum durdum. Yemek yapmanın öyle bir dipsiz kuyu olduğunu inanın hiç bilmiyordum. Tarifleri uygularken, fotoğrafları çekerken yapmak isteyip te yapamadığım bir dünya şey olduğunu öğreniyorum. Bugünlerde işte o eksiklerimi biraz olsun tamamlamaya, hatta yamamaya çalışıyorum da diyebiliriz. Neden yamamaya diyorum çünkü 'tamamlamak' için bin fırın ekmek yemem lazım, şimdilik biraz yamayıp sonra da herşeye yeniden başlamak niyetim :)
Cuma günü sevgili Defne ile buluşmak için Tunel'e gittim, tabi gitmişken kitapçıları dolaşmamak olmazdı. Robinson Crusoe'de tam olarak istediğim hatta istediğimi bile 'bilmediğim' kitabı buldum! Harold McGee'nin
'' Keys To Good Cooking. A Guide To Making The Best Of Foods And Recipes'', bugünlerde bu kitaba gömülmüş durumdayım.
Havuçlu kek olayına gelince, bir çok havuçlu kek yaptım hatta baharatlı olanı yapmak iken niyetim, defterimde, Cenk Sönmezsoy'un blogunda rastlayıp, not aldığım tarife ilişti gözüm. Cenk tarifi vermeden evvel o kadar güzel anlatmış ki bu keki, merakıma yenilip yapmaya karar verdim. Bu arada Cafe Fernando'nun takipçilerinden olduğumu söylememe gerek yok herhalde:)
Malzeme;
Yapılışı;
Cuma günü sevgili Defne ile buluşmak için Tunel'e gittim, tabi gitmişken kitapçıları dolaşmamak olmazdı. Robinson Crusoe'de tam olarak istediğim hatta istediğimi bile 'bilmediğim' kitabı buldum! Harold McGee'nin
'' Keys To Good Cooking. A Guide To Making The Best Of Foods And Recipes'', bugünlerde bu kitaba gömülmüş durumdayım.
Havuçlu kek olayına gelince, bir çok havuçlu kek yaptım hatta baharatlı olanı yapmak iken niyetim, defterimde, Cenk Sönmezsoy'un blogunda rastlayıp, not aldığım tarife ilişti gözüm. Cenk tarifi vermeden evvel o kadar güzel anlatmış ki bu keki, merakıma yenilip yapmaya karar verdim. Bu arada Cafe Fernando'nun takipçilerinden olduğumu söylememe gerek yok herhalde:)
Malzeme;
- 2 su bardağı un
- 2 çay kaşığı kabartma tozu
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1+3/4 çay kaşığı toz tarçın
- 6 çorba kaşığı Hindistan cevizi
- 3/4 su bardağı ayçiçek yağı ( ya da kanola yağı)
- 1 su bardağı beyaz şeker
- 1 su bardağı kahverengi şeker
- 5 adet yumurta
- Taze rendelenmiş eser miktarda muskat (nutmeg)
- 2 çay kaşığı vanilya özütü
- 350 gram ince rendelenmiş havuç (soyulmamış ağırlığı 450 gram)
- 1/2 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu
- 200 gram ceviz içi
- 15 gram tereyağı
Yapılışı;
- Fırınınızı önceden 180 derecede ısıtın.
- Ceviz içlerini yağsız tavada orta ateşte 10-15 dakika boyunca kavurun. Ateşten alıp tereyağını ve tuzun yarısını ekleyin ve bütün cevizlere bulanana kadar karıştırın. Soğumalarını bekledikten sonra iri parçalar halinde doğrayın ve bir kenara ayırın.
- Kek kalıbını tereyağı ile yağlayın ve kenara ayırın.
- Büyük boy bir karıştırma kabında unu, tuzun geri kalanını, kabartma tozunu, tarçını, hindistan cevizini ve muskatı karıştırın.
- Diğer bir karıştırma kabında yumurtaları ve şekerleri bir tel çırpıcı yardımıyla karıştırın. Sıvı yağı, vanilya özütünü, portakal suyunu ekleyin ve bütün malzemeler bir araya gelene kadar tekrar karıştırın.
- Kuru malzemelerin olduğu kabın ortasında bir boşluk açıp ıslak malzemeleri azar azar ekleyin ve un parçaları kaybolana kadar karıştırın. Rendelenmiş havuçları ve cevizleri de ekleyip son kez karıştırın ve kalıba dökün. Kalıbın tabanını tezgaha birkaç kez vurup hamurun içindeki hava kabarcıklarını çıkartın.
- 180 derecede 55 dakika boyunca (veya kekin ortasına soktuğunuz kürdan kuru çıkana kadar) pişirin.
- Keki fırından alıp oda sıcaklığına gelmesini bekleyin ve servis yapmadan hemen önce üzerine pudra şekeri serpin.
2 Aralık 2010 Perşembe
Sarı Kremalı Cupcake
Cupcake konusunda oldukça yeni sayılmama rağmen nerdeyse her çeşidini denedim. Bugüne kadar yaptığım cupcake'lere hep ya buttercream frosting ya da royal icing kullandım. Özellikle buttercream frosting çok güzel forma giriyor ve istediğiniz pasta kreması ucuyla, istediğiniz kadar kabarık bir süsleme yapabilirsiniz. Ancak bana göre bu krema biraz ağır geldi. Bu sabah cupcakelerimi yaparken bir delilik yaptım ve klasik cupcake kaplaması yerine çok sevdiğim ve hafif bulduğum sarı kremayı denemeye karar verdim. Sarı krema dediğim aslında bildiğimiz pastacı kreması, tabi bu krema frosting gibi puf puf ve kabarık durmaz ancak cupcake üzerindeki lezzetini beğendim. Benim gibi frostingi ağır buluyorsanız bir de bunu deneyin.
Cupcake malzemesi;
Cupcake malzemesi;
- 225 gr tereyağı
- 225 gr pudra şekeri
- 4 orta yumurta
- 225 gr elenmiş un
- kabartma tozu
- 5 ml vanilya
- 2 yumurta sarısı
- 1 bütün yumurta
- 2 çay bardağı toz şeker (ben 1 bardak kullandım, çok tatlı sevmediğimden)
- 2 çay bardağı un
- 1 çay kaşığı vanilya özütü
- 1/2 lt süt
- 1 çay bardağı ılık su
- 50 gr tereyağı
- Kavrulmuş badem
- Fırını 175 derecede ısıtın
- Tereyağını un, kabartma tozu, vanilya ve şekerle güzelce yoğurun
- İyice yoğurduğunuz malzemeye yumurtaları teker teker ilave edin. Her bir yumurtayı ilave ettiğinizde iyice karışmış olmasına dikkat edin
- Cupcake kalıplarına kağıtları yerleştirin ve kalıbın yarısını hamurla doldurun.
- Isınmış fırında orta boy cupcake yapıyorsanız 15-17 dakika pişirin. Küçük yapıyorsanız 13-14 dakika pişecek.
- Bir tencerede sütü şeker ile birlikte ocağa koyun
- Öte yandan tereyağı haricindeki tüm malzemeyi bir blenderle iyice çırpın
- Çırptığınız malzemeyi ılınmış süte yavaş yavaş ilave ederken bir yandan tahta kaşıkla sürekli karıştırın.
- Krema kıvama gelinceye kadar pişirin.
- Kremayı soğumaya bırakın
- Mikserde tereyağını (yumuşamış olacak) puf puf olana kadar çırpın
- Üzerine soğumuş kremayı da ekleyin ve mikserde güzelce ikisini karıştırın
- Soğumuş capcakelerin üzerine bir kaşık krema koyun ve üstüne badem serpin
1 Aralık 2010 Çarşamba
Samsa
Tabi samsa dediysem öyle kat kat hamurlu olanından değil, daha bir tembel işi olanından yaptım. Esasen gerçek samsa, sadece su ve un ile yapılan sonrada incecik açılan hamurun içine, bolca tereyağı sürülerek kat kat hamur haline getirilen hamurdan yapılır. Özbekistan'da samsaya kuyruk yağı da katılır ve tabiki tandırda pişmişi makbuldür. Bir ısırık aldığınızda şöyle et, soğan ve yağ karışımının suyu akmazsa makbul değildir samsa:) Bu tarifi pek bir sevdiğim arkadaşım Nigar'dan almıştım bir zamanlar. Valla arkadaşım diye söylemiyorum pek süslü pek hoştur kendisi, onu mutfakta bu samsaları yaparken bir türlü tasavvur edemiyorum doğrusu:) ama ben ne zaman ona çaya gitsem samsa her daim hazır ve nazır olur sofrasında:) Yapımı kolay ve lezzeti güzeldir, denemenizi tavsiye ederim
P.S Bu arada samsamın şeklinden de belli olduğu üzere ben de bu konuda halen acemi sayılırım, Nigar'ın samsaları inci gibi hepsi aynı ebatta olur, benimkilerse yamru yumru, ama lezzeti güzel. O yüzden şekle değil içeriğe dikkatinizi celbetmek isterim :)
Malzeme;
P.S Bu arada samsamın şeklinden de belli olduğu üzere ben de bu konuda halen acemi sayılırım, Nigar'ın samsaları inci gibi hepsi aynı ebatta olur, benimkilerse yamru yumru, ama lezzeti güzel. O yüzden şekle değil içeriğe dikkatinizi celbetmek isterim :)
Malzeme;
- 250 gr tereyağı (oda sıcaklığında yumuşamış)
- 2 yumurta
- Alabildiğince un (yaklaşık 4 -5 bardak, unun cinsine göre değişir)
- 1 fincan yoğurt
- 1 tatlı kaşığı silme tuz
- Bikarbonat soda
- 750-800 gr satır kıyma kuzu eti (yağlı olanı makbuldür)
- 2 büyük soğan (küp küp doğranmış olacak)
- Tuz/ Taze çekilmiş karabiber
- 1 tatlı kaşığı kimyon
- Fırını 200 derecede ısıtın
- Unun bir kısmını tereyağı ile bir güzel yoğurun
- Karışıma yumurtayı, yoğurdu, tuzu ve sodayı, kalan unu da katarak yumuşak ve elastik (katı olmayan) bir hamur yoğurun
- Hamuru en az 2 saatliğine buzdolabına kaldırın
- Öte yandan iç harç malzemesini bir kasede bir güzel karıştırın
- Buzdolabından çıkardığınız hamuru ceviz (büyükçe bir ceviz) büyüklüğünde bezeler yuvarlayın, bu bezeleri daire şekilde merdane ile açın (çok ince olmasın)
- Açtığınız dairelerin içine bir yada bir buçuk (açtığınız hamurun büyüklüğüne göre) yemek kaşığı harç koyun, üçgen şekilde kapatın (iyice bastırın, fırında açılmasın)
- Samsaları fırın kağıdı ile kapladığınız fırın tepsisine dizin, üzerine yumurta sarısı sürün ve çörek otu serpin.
- 200 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
29 Kasım 2010 Pazartesi
Bulochki
Çocukluğumun en güzel tatlarından biridir bu çörekler. Çocukken amcamlara ne zaman gidersek Nina yengemin bu çöreklerden yapmış olması için dua eder, ederken de nerdeyse yalvarırdım. Hiç unutmam, yapmışken hep koca bir kova, yalnış anlamadınız, bildiğiniz kocamannn kova dolusu yapardı bu çöreklerden. Ben de yatar kalkar bir tek bunlarla beslenirdim. Bu yaşıma geldim, şu çörekleri onun kadar güzel yapana hiç rastlamadım. Sevgili yengecim, senin kadar güzel yapabildim mi bilmiyorum, ama kısa zamanda ustalaşacağım kesin:) (benim bu mayalı hamur merakım devam edeceği için ustalaşmam farz oldu)
Bu arada bu tarif yengemin tarifi değil, ama denediklerimin arasında o çöreklere en yakın tarif bu oldu.
Malzeme;
Bu arada bu tarif yengemin tarifi değil, ama denediklerimin arasında o çöreklere en yakın tarif bu oldu.
Malzeme;
- 500 gr un
- 30 gr yaş maya
- 60 gr şeker
- 300 ml ılık süt
- 1 ad yumurta
- 1 çay kaşığı tuz
- 80 gr yumuşamış tereyağı
- vanilya özütü
- 4 yemek kaşığı üzüm pekmezi
- 60 gr oda ısısında yumuşamış tereyağı
- esmer şeker
- 100 gr siyah üzüm
- 50gr kaşığı esmer şeker
- 4 yemek kaşığı süt
- Fırını 200 derecede ısıtın
- Mayayı ılık sütte eritin ve üzerine 125 gr un ilave edin, karışımı 20 dakika bekletin
- Başka kaba, unu eleyin, tereyağını, yumurtayı, şekeri, vanilyayı, tuzu katın, üzerine mayalı karışımı ekleyin
- Hamuru yumuşak, pürüssüz ve elastik olana kadar yoğurun
- Bir kabı yağlayın ve hamuru onun içine koyun, üzerini streç filimle kapatın. Kabı bir örtüye sarın ve kabarması için ılık bir yere kaldırın.
- Hamuru yaklaşık iki saat kabarmaya bırakın
- Kabaran hamuru fazla yoğurmadan tezgaha alın, yaklaşık 1 cm kalınlığında dikdörtken şekilde açın
- Yumuşamış tereyağını hamurun üzerine güzelce ellerinizle yayın
- Yağlanmış hamurun üzerine pekmezi gezdirin
- Daha evvelden yıkayıp kuruttuğunuz üzümleri de serpin
- Son olarak yaklaşık 6 kaşık (isteğe göre arttırabilir ya da azaltabilirsiniz) şekeri de serpin
- Hamuru sıkı bir rulo şekilde sarın
- Keskin bir bıçakla yaklaşık 2.5 cm aralıklarla eşit parçalara bölün
- Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine çörekleri bitişik şekilde dizin
- Üzerini temiz bir bezle örterek yaklaşık 20 dakika kabarmaya bırakın
- Çırpılmış yumurta sarısını çöreklerin üzerine sürün, biraz daha şeker serpin
- 200 derece ısınmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin
- Öte yandan 4 kaşık su ile 50 gr şekerden şurup yapın
- Fırından çıkardığınız çöreklerin üzerine hemen gezdirin
- Çörekler ılındıktan sonra tam soğuması için tel ızgaraya yerleştirin, soğuduktan sonra yapışık olan çörekleri birbirinden ayırın
27 Kasım 2010 Cumartesi
İngliz Kahvaltı Maffini
"İngiltere'de bunlara sadece ' Muffins' denir, dünyanın diğer her yerinde ise 'English muffins'tir. Tost ekmeğinin harika bir alternatifi olan bu maffinler Benedict yumurtanın da klasik tabanıdır. Bunları reçel ve tereyağıyla yememek, büyük bir günah olduğunu söyleyebilirim:)" diyor Rachel Allen bu tarifi verirken. Eh tarifin içinde, ekmek, tereyağı ve reçel birlikteliği varsa, benim için gereken tüm anahtar kelimeler yerini bulmuş demektir:)
Malzeme;
Malzeme;
- 500 gr un
- 1 çay kaşığı tuz
- 350 gr süt
- 2 çay kaşığı şeker
- 15 gr yaş maya veya 1.5 kaşık kuru maya
- Öğütülmüş pirinç
- Unu tuz ile bir kaba eleyin
- Sütü ılıyana kadar ısıtın ve şeker ile mayayı ekleyin. 5 dakika bekletin
- Sütün çoğunu un karışımına ekleyin ve elle yoğuracaksanız 6-8 dakika , mikserle yoğuracaksanız ise kanca aparatıyla, hamur yumuşak ve pürüzsüz hale gelene kadar yoğurun.
- Hamuru yağlanmış bir kalıba koyun ve üzerini örterek, yaklaşık bir saat veya hamur iki katına çıkıncaya kadar kabarmaya bırakın
- Kabarmış hamuru 2-3 dakika yoğurun ve tekrar üzerini kapatıp 30 dakika daha dinlendirin. Öte yandan bir fırın tepsisine öğütülmüş pirinç serpin
- Hamuru birdaha yoğurmadan öğütülmüş pirinç serptiğiniz tezgaha alın, yaklaşık 20 cm uzunluğunda bir kütük (silindir) yapın
- Bu kütüğü yaklaşık 2 cm lik 10 parçaya bölün
- Pirinç serptiğiniz fırın tepsisinde kesilen kısmı alta gelecek şekilde hamurları dizin. Üzerine de öğütülmüş pirinç serpin ve avucunuzun ortasıyla hafifçe bastırarak hamurları yaklaşık 1.5 cm'lik kalınlığa getirin
- Üzerini örtün ve yaklaşık 30 dakika daha kabarmaya bırakın
- Öte yandan tercihen döküm bir tavayı (yoksa normal tava) orta ısıda ısınmaya bırakın. Tava ısındığında, ısıyı en düşük seviyeye getirin.
- Maffinleri tavada her yanını yaklaşık 10 dakika süre ile pişirin
- Piştiklerinde her iki yanı da altın sarısı renginde olacaktır ve tabanlarına vurduğunuzda tok bir ses çıkaracak.
- Pişen maffinleri, fazla kurumamaları için temiz bir beze sarın
Dımlama
Dünyanın en kolay yemeği bu olsa gerek. Tam bir "tembel" icadı diyebilirim. Yapımı şu şekilde;
Dolabı aç, tüm sebzeleri çıkar, sebzeleri soy, kes ve sırasıyla tencereye at. Kendi kendine pişsin. Ve işte o kadar!
Sonucuna gelince, hafif, lezzetli ve sağlıklı bir yemek. Normalde bu yemeğe et de eklenir ama ben bu sefer eklemedim. Etsiz yaparsanız ana yemeği et olan bir serviste yan yemek olarak servis edebilirsiniz. Etli versiyonu ise zaten ana yemek olarak sunulabilir.
Malzeme (benim kullandıklarım)
- 1 ad büyük beyaz soğan
- 2 ad yeşil biber
- 1 ad büyük dolmalık kırmızı biber
- 2 ad patates
- 2 ad havuç
- 4 dal pırasa
- 2 kabak
- İsteğe göre beyaz lahana
- Yaklaşık 2 bardak domates (ben yazdan kapattığım domatesleri kullandım, sizde yoksa 3 domatesi küp küp keserek de kullanabilirsiniz)
- 2 diş sarımsak
- Tuz, karabiber
- Tencereye 2-3 kaşık zeytinyağı koyun
- Yarım ay şeklinde doğranan soğanları ve sarımsağı ekleyin ve hafifçe kavurun (ama yakmayın)
- Üzerine sırasıyla havuçları, biberleri, pırasayı, patatesi, kabağı ve lahanayı ekleyin (sebzeleri iri iri doğrayın)
- Sebzeler kat kat olacak ve karıştırılmayacak, en üste domatesi ekleyi
- Tencerenin kapağını kapatın ve en düşük ısıda sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin.
- Piştikten sonra sebzeleri ezmeden tencerede karıştırın, servis tabağına aldıktan sonra üzerine taze kişnişi ince ince doğrayın ve serpin
26 Kasım 2010 Cuma
Biberiye ve Hardallı Kuzu Pirzola
Kuzu Pirzola, sunumu şık, hazırlanışı kolay ve kurutmadan pişirildiği taktirde tadı nefistir. Pirzola genelde patates püresi ile sunulur, ben değişiklik olsun diye bu sefer bezelye püresi ile yaptım. Püre tarifini Gamze Bursa'nın "425 gr" kitabından aktarıyorum.
Malzeme;
Malzeme;
Malzeme;
- 4 adet Pirzola
- 2 çorba kaşığı Dijon hardalı
- 2 tatlı kaşığı kıyılmış biberiye
- 2 diş ezilmiş sarımsak
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı çekilmiş karabiber
- Fırının ızgarasını yakın
- Bir kasede; hardal, biberiye, sarımsak, tuz ve karabiberi karıştırın
- Karışımı pirzolalara güzelce sürün
- Isıdan 4 parmak uzakta, 160 derecede 4-5 dakika döndürerek pişirin
Malzeme;
- 2 Paket donmuş bezelye
- 3 çorba kaşığı krema
- 1/2 su bardağı süt
- 1 tatlı kaşığı tozşeker
- tuz
- 2 çorba kaşığı tereyağı
- Bezelyeleri tuzlu suda haşlayıp süzün
- krema, süt, tozşeker ve tuz ile birlikte blender'dan geçirin
- tencereye geri alın ve tereyağını ekleyip 5 dakika pişirin
24 Kasım 2010 Çarşamba
Limon Posset
Jenni Fleetwood'un tarif ettiği bu eski tatlı bir zamanlar soğuk algınlığına karşı ilaç olarak kullanılırdı.
"Eğer onun enfes tadını denemek istiyorsanız biraz burun çekmeye değer" demiş kendisi :) Eh ben de burun çekme safhasını beklemedim, hemen denedim:)
Malzeme;
"Eğer onun enfes tadını denemek istiyorsanız biraz burun çekmeye değer" demiş kendisi :) Eh ben de burun çekme safhasını beklemedim, hemen denedim:)
Malzeme;
- 2.5 Su bardağı/ 600 ml yoğun krema
- 1 su bardağı / 175 gr şeker
- 2 ad limon suyu ve kabuklarının rendesi
- Kremayı bir tencereye alıp şekeri ekleyin ve şeker eriyene kadar hafifçe ısıtın
- Ardından sürekli karıştırarak tencereyi kaynama noktasına getirin
- Limon suyunu ve kabukları ekleyin ve orta ateşte sürekli karıştırarak sosu yoğunlaştırın
- Karışımı ısıya dayanıklı 4 servis bardağına paylaştırın
- Soğuduktan sonra kıvamını bulana kadar buzdolabında bekletin
- Posset'i birkaç limon kabuğu şeridiyle süsleyin
Üzümlü İskoç Çöreği
Şu an sabah 6.39 am ve çöreklerim kahvaltı masasında:))
Bu çöreklerin orijinal adı "Scones with Raisins" dir. İskoç asıllı olan bu çörekler genellikle çırpılmış krema ve çilek reçeli eşliğinde servis edilir. Biraz el oyalayıcı gibi görünse de denemeye değer diye düşünüyorum. Arzu ederseniz hamuru hazırlayıp, derin dondurucuda dondurabilir ve bir ay süre ile saklayabilirsiniz.
Malzeme;
Tarif;
Bu çöreklerin orijinal adı "Scones with Raisins" dir. İskoç asıllı olan bu çörekler genellikle çırpılmış krema ve çilek reçeli eşliğinde servis edilir. Biraz el oyalayıcı gibi görünse de denemeye değer diye düşünüyorum. Arzu ederseniz hamuru hazırlayıp, derin dondurucuda dondurabilir ve bir ay süre ile saklayabilirsiniz.
Malzeme;
- 115 gr kuru üzüm
- 1 bardak soğuk çay
- 1 bardak rom
- 360 gr un
- 4 çay kaşığı kabartma tozu
- 100 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
- 85 gr şeker
- yarım limon kabuğunun rendesi
- 2 küçük yumurta, hafifçe çırpılmış
- 100 ml süt
- 1-2 kaşık krema
Tarif;
- Üzümleri bir gece çay ve rom karışımında bekletin
- Unu kabartma tozu ile birlikte eleyin bir kenarda bekletin
- Karıştırma kabında tereyağını, şekeri ve limon kabuğu rendesini çırpın.
- Yumurtaları tek tek ekleyin, iyice karışınca da sütü azar azar eklemeye başlayın
- Karışımı iyice karıştırın
- Kademeli olarak unu katın ve hamuru pürüssüz ve elastik olana kadar yoğurun.
- Üzümleri katın
- Hamuru bir top haline getirin, streçleyin ve bir geceliğine buzdolabına kaldırın
- Ertesi gün fırın tepsinize yağlı kağıt serin.Fırını 210 derecede ısıtın
- Hafifçe unladığınız tezgaha hamuru çıkarın ve 2 sm kalınlığında açın
- 6 sm lik yuvarlak kalıpla yuvarlaklar kesin
- Kremayı bir çimdik tuz ve şekerle çırpın
- Çöreklerin üzerine sürün
- 15-18 dakika pişirin
23 Kasım 2010 Salı
Yulaflı Kurabiye
Bu sabahın köründe yarın için yapmayı planladığım kahvaltı çöreklerinin hamurunu hazırladım, bu arada ne yapsam diye düşünürken aklıma bu kurabiyeler geldi. Şöyle güzel bir kahveyle pek lezzetli olurlar.
Malzeme;
Malzeme;
- 110 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
- 110 gr şeker
- 110 gr kahverengi şeker
- 250 gr yulaf
- 1 yumurta
- 2 yem.kaşığı su
- 1 çay kaşığı vanilya özütü
- 250 gr un
- kabartma tozu
- 1 çay kaşığı tuz
- 110 gr üzüm
- Fırını 180 derecede ısıtın
- Tereyağını kremamsı bir hal alana kadar çırpın
- Şekeri katın çırpmaya devam edin
- Yumurtayı, vanilyayı ve suyu ekleyin ve güzelce karışana kadar çırpın
- Mikser hızınızı azaltın ve yulafı, unu ve üzümleri ekleyin
- Hamuru ceviz büyüklüğünde yuvarlaklar yapın ve tepsiye aralıklarla yerleştirin
- 15-20 dakika pişirin. Kenarları altın renginde ancak ortası hafif yumuşak kalacak
- Fırından çıkardığınız kurabiyeleri telde soğumaya alın
22 Kasım 2010 Pazartesi
Patates Püresi eşliğinde Tavuk
Kolayca hazılayabileceğiniz bir tarif. Tavuğu genelde marketten almam, ya kasaptan ya da annemin köyden getirttiği tavukları kullanırım. Bu da köy tavuğu, o yüzden pişmesi biraz uzun sürüyor. Son zamanlarda marketlerde organik tavuk etine rastlar oldum, tabi ne kadar doğrudur bu bilmiyorum ama en azından onu tercih etmeniz daha sağlıklı oldur diye düşünüyorum.
Malzeme:
Patates püresi
,
Tavuk için;
Malzeme:
Patates püresi
,
- 5-6 orta patates
- 1 bardak krema
- yarım demet dereotu
- Tuz- Taze çekilmiş karabiber
Tavuk için;
- 4 adet tavuk budu
- 2 beyaz soğan
- 250 ml su
- 3 diş sarımsak
- Tuz- taze çekilmiş karabiber
- Kişi adedine göre tavuk budu alın.
- Tavuk butlarını tuz ve karabiberle ovun.
- Bir tencerede çok az sıvıyağı ile butları her iki tarafı da nar gibi kızarana kadar çevirin
- Kızarmış butları fırın tepsinize yerleştirin
- Soğanları dörde bilerek tavukların etrafına yerleştirin
- Öte yandan 3 diş sarımsağı ince ince kıyın
- 250 ml suyu tavukları kızarttığınız tencereye dökün (tavukları kızarttıktan sonra tencereyi yıkamaya atmayın sakın:), kıyılmış sarımsakları da ekleyerek bir kaç dakika kaynamaya bırakın.Tuz ve karabiber de ekleyin
- Elde ettiğiniz bu sulu karışımı süzgeçten geçirerek fırın tepsisindeki tavukların üzerine gezdirin.
- Tavukların üzerini folyo ile kaplayın
- 200 derecede ısınmış fırında 40 dakika pişirin
- Sonra da folyoyu kaldırarak tavukların üzerinin de kızarması için 5-10 dakika daha fırında bırakın
21 Kasım 2010 Pazar
Portakallı Kek
Evimizde turunçgiller egemenliğini ilan etmiş durumda, portakallar, sarı sarı limonlar mis gibi mandalinalar...
Eh ben de ne yaptım turuncu portakallarımı aldım bi kek yaptım, üzerini de Duyguannemin portakal reçeli ile de süsledim. Voilà!!
Malzeme;
Eh ben de ne yaptım turuncu portakallarımı aldım bi kek yaptım, üzerini de Duyguannemin portakal reçeli ile de süsledim. Voilà!!
Malzeme;
- 225 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı
- 225 gr şeker
- 1 portakal kabuğunun rendesi
- 4 yumurta
- 225 gr un
- 1 çay kaşığı kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı portakal suyu
- 125 gr tereyağı
- 225 gr pudra şekeri
- 1 portakal rendesi
- Fırını 180 derecede ısıtın, kalıbı yağlayın
- Tereyağını güzelce çırpın
- İyice çırpılmış tereyağına şekeri ve portakal rendelerini ekleyin, karışım puf puf olana kadar çırpın
- Yumurtaları tek tek ekleyin (Her yumurtanın iyice karıştığına emin olun)
- Unu ve kabartma tozunu ekleyin, hamuru hafifçe karıştırın
- Son olarak 1 kaşık portakal suyunu ekleyin ve güzelce karıştırın
- Hamuru yağladığınız kek kalıbına dokün ve üzerini düzeltin
- Fırında 25-30 dakika pişirin
- Tereyağını mikserde puf puf olana kadar çırpın
- Pudra şekerini ve portakal kabuklarını ekleyin ve krema kıvamı alana kadar çırpın
- Soğumuş olan kekin üzerine kremayı sürün
20 Kasım 2010 Cumartesi
Souad Massi | Raoui
Bu hüzünlü sesi her duyduğumda gözlerim dolar, bu ses kadar hüzünlü Vatanıma...
Ey masalcı bize bir hikaye anlat Anlattığın hikaye masal olsun Bize eski insanlardan bahset Bize 1001 geceden bahset Ghoul'un kızı Lunja'dan Ve sultanın oğlundan bahset |
Bir varmış bir yokmuş
Bizi bu dünyadan uzaklara götür
Bir varmış bir yokmuş
Hepimizin kalbinde kendi hikayemiz var
Büyüdüğümüzü unuttur bize
Bizi hala gençmişiz gibi hayal et
Bize cenneti ve cehennemi anlat
Hayatında hiç uçamamış kuşu anlat
Bize bu dünyanın anlamını anlat
Ey masalcı bize sadece sana anlatılanları anlat
Hiç bir şey eklmeden, hiç bir şey atlamadan
Biz aklındakileri görebiliyoruz
Bize bugünleri unuttur
Ve bizi, bir varmış bir yokmuş diyarında bırak...
Küçük Pastalar
Geçenlerde kitapçıda dolaşırken Nicoletta Negri ile Denis Buosi'nin "Çikolata" adlı kitabı gözüme ilişti . Bu konuda çok kıt bir bilgiye sahip olduğumdan kitabı almaya karar verdim. Eve gelir gelmez kitabı karıştırmaya başladım ve bu işin oldukça zor olduğuna karar verdim:) Yahu bu çikolata ne zahmetli bir olaymış. Hele bir 'Temperleme' olayı vardır ki sormayın gitsin.
"Temperleme çikolatanın içerdiği üç maddenin; şeker, kakao kitlesi ve kakao yağının birbirinden ayrılması için önce eritme ısısına getirilmesi, sonra da parlaklığı, dayanıklılığı ve güzel bir şekli garantileyen kakao yağının billurlaşmasıyla bu maddenin tekrar birleşmesi işlemidir". İnsan okurken bile bir oh çekiyor değilmi? :)
Şaka bir yana Çikolata gerçekten bir sanat, ve bu sanat ile uğraşabilmek için gerçekten bir tutku gerek.
Ben en basit tariften başladım, sonuç güzeldi...
Malzeme:
4 Kişilik
P.S Bu arada ben eski alışkanlıkla kapları yarım doldurdum, ama bu tatlıda ne kabartma tozu var ne de yumurtalar çırpılıyor. Bunu hesaba katın, kapları az bir pay bırakarak doldurabilirsiniz.
"Temperleme çikolatanın içerdiği üç maddenin; şeker, kakao kitlesi ve kakao yağının birbirinden ayrılması için önce eritme ısısına getirilmesi, sonra da parlaklığı, dayanıklılığı ve güzel bir şekli garantileyen kakao yağının billurlaşmasıyla bu maddenin tekrar birleşmesi işlemidir". İnsan okurken bile bir oh çekiyor değilmi? :)
Şaka bir yana Çikolata gerçekten bir sanat, ve bu sanat ile uğraşabilmek için gerçekten bir tutku gerek.
Ben en basit tariften başladım, sonuç güzeldi...
Malzeme:
4 Kişilik
- 100 gr Bitter çikolata
- 100 gr tereyağı
- 100 gr pudra şekeri
- 2 yumurta
- 2 yumurta sarısı
- 30 gr acı toz kakao
- 25 gr Un
- 1/2 çay kaşığı kakule ve tarçın
- Tek kişilik sufle kapları yağlayın ve unlayın
- Fırını 200 derecede ısıtın
- Benmari usulü çikolata ile tereyağını sık sık karıştırarak eritin
- Pudra şekerini elekten geçirin
- Karıştırmaya devam ederek çikolata karışımının üzerine dökün
- Hepsi mükemmel bir şekilde iç içe geçsin
- Yumurta ve yumurta sarılarını birer birer ileve ederek karıştırmaya devam edin
- Son olarak içine kakao ve baharatları kattığınız unu da ilave edin
- 200 derece ısınmış fırında 15 dakika pişirin
P.S Bu arada ben eski alışkanlıkla kapları yarım doldurdum, ama bu tatlıda ne kabartma tozu var ne de yumurtalar çırpılıyor. Bunu hesaba katın, kapları az bir pay bırakarak doldurabilirsiniz.
Soğanlı, Patatesli Karnıbahar
Bu sabah kahvaltıda buzdolabımı açtım ve karşımda, bir haftadır, dolabı her açışımda bana melül melül bakan karnıbaharla göz göze geldik. Sonunda ona daha fazla haksızlık yapamıyacağıma karar verdim ve öğle yemeğimizin baş kahramanı olarak kendisini seçtim. Eh o da beni kırmadı pek de lezzetli oldu:)
Bu arada karnıbahar, zihin yorgunluğunu giderir, sinirleri kuvvetlendirir, idrar söktürür, dalak hastalıklarına iyi gelir ve şeker hastalarına faydalıymış. Ayrıca da kalp hastalıklarında şikayetlerin azalmasında yardımcı olurmuş:) Bilginize...
- 500 gr patates
- 1 paket Karnıbahar
- 3 orta boy soğan
- 1 kutu krema
- 150 gr rendelenmiş kaşar peyniri
- 6 çorba kaşığı rendelenmiş parmesan peyniri
- tuz
- pulbiber
- Fırını 180 dereceye ayarlayın
- Patatesleri kabuklarını soyup tuzlu suda haşlayın
- Karnıbaharları 5 dakika haşlayın yada buharda pişirin (daha lezzetli olur)
- Soğanları bir tavada sıvıyağda pembeleştirin
- Patatesleri halka halka doğrayın
- Bir sıra patates ve üzerine sırasıyla kremanın yarısı, permesan peyniri, soğan ve karnıbaharı dizin
- kalan kremayı üzerine dökün
- en üste kaşar peynirlerini ve pulbiberi serpin
- Fırında 20 dakika pişirin
15 Kasım 2010 Pazartesi
Kabaklı Kek
Zırt Pırt arkadaş toplantısı yapmaya meraklıyımdır, işte bu kabaklı kek benim tam anlamıyla kurtarıcım sayılır. Kek kalıbında yapabileceğiniz gibi muffin kalıbında da yapabilirsiniz. Çok hafif ve leziz bir kek, beş çaylarında veya yemeklerde ara sıcak olarak servis edilebilir.
Malzeme;
Yapılışı
Malzeme;
- 4 kabak
- 1/2 demet dereotu
- 200 gr Labne peyniri
- 2-3 dal taze soğan
- 2 yumurta
- 2 su bardağı un
- kabartma tozu
- 75 gr tereyağı
- çörek otu
- tuz-karabiber
Yapılışı
- Kabakları soyun ve bir kaba rendeleyin
- Soğanları ve dereotunu ince ince kıyın
- Yumurtaları çırpın
- Kabakları yukarıda saydığımız tüm malzeme ile karıştırın ve karışıma labne peynirini ekleyin
- Son olarak unu, tuz, karabiber ve kabartma tozunu eleyerek karışıma elkleyin ve güzelce karıştırın
- Yağladığınız kek kalıbına karışımı dökün ve üzerine küp küp doğradığınız tereyağını serpiştirin
- Son olarak keki çörek otu ile süsleyin
- Daha önceden 175 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 30-35 dakika, üzeri kızarana kadar pişirin
Sakızlı Muhallebi
Sakızın efsanelerle dolu büyülü bir öyküsü var, bu öyküde Hipokrat'tan Kristof Kolomb'a kadar birçok tarihi isim geçiyor. İlk olarak Yunanlılar, sakız ağacından damla sakızı elde etmiş ve “Mastiche” adını verdikleri sakızı sadece çiğnemekle kalmayıp, sağlık alanında kullanmışlar. Zamanla Damla sakızı Anadolu’da balmumu ile kullanılmaya başlanmış. Bu karışım özellikle Osmanlı haremindeki kadınlar tarafından çok sevilirmiş.
Sıkı bir Damla sakızı hayranı olan ben, nerdeyse dört senedir çok merak ettiğim bu tarifi ancak bugün deneyebildim. Gamze Bursa'nın bu tarifini nihayet sizinle paylaşıyorum.
Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım...
Malzeme: 6-8 kişilik
Yapılışı;
Sıkı bir Damla sakızı hayranı olan ben, nerdeyse dört senedir çok merak ettiğim bu tarifi ancak bugün deneyebildim. Gamze Bursa'nın bu tarifini nihayet sizinle paylaşıyorum.
Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım...
Malzeme: 6-8 kişilik
- 1.lt süt
- 1 su bardağı tozşeker
- 1 su bardağı süt (ekstra)
- 1 su bardağından 1 parmak eksik un
- 1 yumuta
- 1 damla sakızı
- vanilya
- 75 gr tereyağı
- 2 su bardağı vişne suyu
- 4 çorba kaşığı tozşeker
- 1 çorba kaşığı buğday nişastası
Yapılışı;
- süt ve şekeri bir tencerede karıştırarak pişirmeye başlayın
- başka bir kapta 1 su bardağı süt ile unu ezerek karıştırın
- içine yumurtayı ekleyip karıştırın
- bu karışımı kaynayan süte yavaş yavaş ilave edin
- damla sakızını havanda dövün ve sütün içine ekleyin
- vanilyayı da ekleyin
- muhallebi kıvamına gelince ocaktan alın
- tereyağını bir kaç parçaya bölerek muhallebiye ekleyin
- köpürür gibi oluncaya kadar el blender'ıyla çırpın
- karışımı kaselere veya tek bir servis kasesine koyun ve soğumaya bırakın
- ayrı bir tencerede vişne suyu, şeker ve buğday nişastasını karıştırarak pişirin
- kaynadıktan sonra ocaktan alın
- kaymak tutmaması için karıştırmaya devam edin
- ılındıktan sonra muhallebi üzerine dökün ve buzdolabına koyun
13 Kasım 2010 Cumartesi
Elmalı Alman Kek
Tarçın ve elma kokusuna bayılıyorum, dolayısıyla her türlü elmalı kek tarifi ilgimi çeker. Geçenlerde Rachel Allen'in kitabında rastladığım bu tarifi denedim, sonuç harika. Hele üzerine bir de çırpılmış krema ekleyince nefis...
Malzeme:
2 Yumurta
175 gr Şeker + hamurun üzerine serpmek üzere 15 gr kahverengi şeker
1/2 çay kaşığı vanilya özütü
100 gr tereyağı
75 ml süt
125 gr Un
1/2 çay kaşığı Tarçın
Kabartma tozu
2 küçük veya bir büyük elma
Servis için 75 ml Krema
Yapılışı:
Malzeme:
2 Yumurta
175 gr Şeker + hamurun üzerine serpmek üzere 15 gr kahverengi şeker
1/2 çay kaşığı vanilya özütü
100 gr tereyağı
75 ml süt
125 gr Un
1/2 çay kaşığı Tarçın
Kabartma tozu
2 küçük veya bir büyük elma
Servis için 75 ml Krema
Yapılışı:
- Fırını 200 derecede ısıtın ve kek kalıbınızı yağlı kağıtla kaplayın
- Yumurtaları, şeker ve vanilya ile, mikserin en yüksek hızında yaklaşık beş dakika kadar çırpın.
- Tereyağını süt ile ocakta eritin.
- Bu karışımı yumurtalı karışıma ekleyin ve ikisini karıştırın.
- Öte yandan un, tarçın ve kabartma tozunu bir kaba eleyin ve ıslak malzeme (yumurtalı karışım) ile birleştirin.
- Hamuru kalıba dökün.
- Elmaları soyun ve ince ince doğrayın, doğradığınız elmaları hamurun üzerine güzelce dizin (elmalar dibe çökecek, bu normal).
- Son olarak kekin üzerine kahve rengi şekeli serpin ve 200 derece ısıtılmış fırına koyun.
- On dakika sonra fırının ısısını 180 dereceye indirin ve yaklaşık 25-30 dakika kadar daha pişirin.
12 Kasım 2010 Cuma
Pırasalı Tart
Sokaklarda uçuşan rengarenk ağaç yaprakları yaklaşan kışın habercisi gibi. Soğuk havalarda, kış sebzeleriyle evde yapılabilecek en güzel şeylerden biri de sebzeli tartlardır. Bu tartların en güzel tarafı hem yapımı kolay hem de aklınıza gelen her türlü mevsim sebzesiyle yapılabiliyor olamsıdır. Ben pırasa sevdiğim için pırasalı yaptım, ama siz bunu kabak, patlıcan, patates,soğan gibi sebzelerle de yapabilirsiniz.
Malzeme:
3-4 dal pırasa
2 ad. küçük kırmızı biber
istenilen miktarda brokoli ( ben 100 gr kadar koydum)
30 gr tereyağı
55 gr cheddar peyniri (ben Pınar hanımın eski kaşarını kullandım)
2 yumurta
250 ml krema
tuz-biber
Tart hamuru için
190 gr Un
1/2 tatlı kaşığı tuz
115 gr tereyağı
2-3 çorba kaşığı soğuk su
Tarif:
Malzeme:
3-4 dal pırasa
2 ad. küçük kırmızı biber
istenilen miktarda brokoli ( ben 100 gr kadar koydum)
30 gr tereyağı
55 gr cheddar peyniri (ben Pınar hanımın eski kaşarını kullandım)
2 yumurta
250 ml krema
tuz-biber
Tart hamuru için
190 gr Un
1/2 tatlı kaşığı tuz
115 gr tereyağı
2-3 çorba kaşığı soğuk su
Tarif:
- Hamur için, unu ve tuzu bir kaseye eleyin, küp küp doğradığınız tereyağını bu karışıma iyice yedirin.
- Her seferinde 1 çorba kaşığı olmak üzere su serperek hamuru top haline getirene kadar yoğurun.
- Hamuru açın, 25 cm'lik kalıba çok germeden serin. Kenardan sarkan kısımları kesin.
- Hamurun üzerine yağlı kağıt serin ve ağırlık yapması için kuru fasulye veya mercimek gibi bir ağırlık koyun.
- Önceden 200 derece ısıtılmış fırında 10 dakika pişirin, sonra yağlı kağıdı ağırlığı ile birlikte kaldırın ve tart hamurunu tekrar fırına koyun, 5 dakika daha pişirin.
- Soğumaya bırakın
- Öte yandan, tavaya tereyağı ve birazcık zeytinyağı koyun (yoksa tereyağı yanar) halka halka doğradığınız pırasaları, küp küp kesilmiş biberleri ve brokolileri hafifçe kavurun.
- Karışımı tartın üzerine aktarın.
- Bir kasede 2 yumurtayı krema ile çırpın, peynir, tuz ve biberi ekleyin.
- Son olarak karışımı tartın üzerine dökün ve tartı yaklaşık 25- 30 dakika, üzeri kızarana kadar fırında pişirin.
11 Kasım 2010 Perşembe
NAN
Eskiler ekmeğe nán-ı azîz derlemiş, yani çok değerli nefis ekmek. Nán-ı haram'dan kaçılır, nán-ı helál peşinde koşulurmuş.
Her yaz kardeşimle babaannemi ziyarete Harezm'e giderdik. İşte orda da ekmek pek önemli bir makamı işgal ederdi. Her evde on günde bir ekmek "yapma" günü olurdu. Evin hanımları toplaşır, koca koca taslarda ekmek hamuru mayalanır, yoğrulur ve tandırlarda onlarca ekmek pişirilirdi. Tandırdan çıkan nar gibi nan'lar dasturhonlere (örtülere) sarılır ve bir sonraki 'non yopma' gününe kadar aileyi idare ederdi.
Sabah taze kaynatılmış süte doğranan nanın kokusu en güzel anılarımdan biridir. Geçenlerde annemin evinde Özbekistan'dan getirilmiş 'delgeç' (ekmeğin üzerine delik yapmak için yarayan alet) buldunca, nan yapmaya karar verdim. Tabi gerçek Nan'ın sadece sönük bir taklidi, çünkü Nan hamurturuş (bir önceki ekmekten saklanan parça) ile mayalanır ve tandırda pişer. Ama yinede yapmak istedim, tadı güzel, kahvaltıda bal ve lor ile pek lezettli oldu:)
Malzme:
5 gr yaş maya
0.5 litre süt ( Su da kullanılabilir)
Aldığı kadar un
1 silme kaşığı tuz
Her yaz kardeşimle babaannemi ziyarete Harezm'e giderdik. İşte orda da ekmek pek önemli bir makamı işgal ederdi. Her evde on günde bir ekmek "yapma" günü olurdu. Evin hanımları toplaşır, koca koca taslarda ekmek hamuru mayalanır, yoğrulur ve tandırlarda onlarca ekmek pişirilirdi. Tandırdan çıkan nar gibi nan'lar dasturhonlere (örtülere) sarılır ve bir sonraki 'non yopma' gününe kadar aileyi idare ederdi.
Sabah taze kaynatılmış süte doğranan nanın kokusu en güzel anılarımdan biridir. Geçenlerde annemin evinde Özbekistan'dan getirilmiş 'delgeç' (ekmeğin üzerine delik yapmak için yarayan alet) buldunca, nan yapmaya karar verdim. Tabi gerçek Nan'ın sadece sönük bir taklidi, çünkü Nan hamurturuş (bir önceki ekmekten saklanan parça) ile mayalanır ve tandırda pişer. Ama yinede yapmak istedim, tadı güzel, kahvaltıda bal ve lor ile pek lezettli oldu:)
Malzme:
5 gr yaş maya
0.5 litre süt ( Su da kullanılabilir)
Aldığı kadar un
1 silme kaşığı tuz
- Maya'yı ılık sütte eritin, un ve tuzu ekleyin. Hamuru 'kulak memesi' yumuşaklığına gelene kadar güzelce yoğurun. Hamur pürüzsüz hale gelmelidir.
- Hamuru bir kapta üzerini örterek ılık bir yerde yaklaşık iki saat kabarmaya bırakın.
- Kabaran hamuru bir kez daha hafifçe yoğurduktan sonra hamuru üç parçaya bölün, her parçayı merdaneyle yuvarlak şekilde açın ve üzerini bir çatalla süsleyerek delin.
- Önceden ısıttığınız 220 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
7 Kasım 2010 Pazar
Brownie
Öğrencilik yıllarımda kızlarla toplaşır, sık sık Bebek Koru Kahvesi'ne giderdik. O zamanlar çay ince porselen fincanlarda servis edilirdi (en son gittiğimde artık o fincanlar yoktu, son gidişim de yaklaşık beş sene evveline denk geliyor). İşte, Bebek Koru Kahve'sinin ilk yıllarında, ekmekler daha Paul'den alınırken, fincanlar zarif ve şıkken bir brownie yemiştim. Bu tatlı ile ilgili aklımda en çok yer eden detay, browni'nin üzerine dökülen vişne reçeliydi. Aslında o kadar şekerli bir şeyin üzerine bir de reçel bayıltıcı olur gibi geliyor ilk başta ama ben vişnenin mayhoşluğunu tatlıya çok yakıştırmıştım.
Bu sabah brownie fırından çıkarken ben yazdan dondurduğum vişneleri şekerle ocağa çoktan koymuştum, merak ettim, denedim ve beğendim. Bir de siz deneyin:)
Tarifi:
60 gr. Bitter Çikolata
66 gr. Tereyağ
210 gr. Şeker
2 Yumurta
116 gr. Un
Kabartma Tozu
3 gr. Tuz
60 gr. Kırık Ceviz/Fındık
• Fırını turbo 165 dereceye ayarlayın.
• 20 cm’lik kare bir kabı yağlayın.
• Küçük küçük doğradığınız çikolataları tereyağ ile benmaride eritin.
• Erimiş çikolataları kabıyla beraber benmariden alıp 2 dakika ılınmaya bırakın.
• Önceden elenmiş ve öyle ölçülmüş unu, kabartma tozu ve tuzla beraber tekrar eleyin.
• Bu arada yumurta ve şekeri çırpın.
• Yumurtaları çırparken, ılınmış çikolata karışımını içine akıtın.
• Karışınca, elenmiş toz karışımını ekleyin. Sadece karışıncaya kadar karıştırın.
• Içine kırıklanmış fındık yada cevizleri de katın.
• Önceden kızmış fırında 25- 30 dakika pişirin.
• Tamamen soğusun, öyle kesin ve kalıptan çıkarın.
5 Kasım 2010 Cuma
Kantin'den Kabaklı Kırma Börek
İstanbul'un en çok sevdiğim semtlerinden biridir Nişantaşı, nedense özellikle sonbaharda daha bir severim burayı. Bana garip bir şekilde neşe ve huzur veriyor hafif serin güz havasında özellikle arka sokaklarında gezinmek.
İşte Nişantaşın'da gezinirken mutlaka uğradığım bir yer var, Kantin. Bazen alt kattaki dükkandan, hangisine el atsam diye şaşkaloz olmuş vaziyette bir şeyler alırım, portakallı kek, mısır ekmeği en çokta kabaklı kol böreği alırım, bazen de o bembeyaz örtülerle bezeli sade masalarda leziz birşeyler atıştırırım. Büyük bir keyifle ziyaret ettiğim bu durağın tarifi olan Kabaklı kırma börek tarifini nihayet denemeye karar verdim. Nicedir denemek istemiştim, kısmet bugüne...
P.S Bugün çok sevdiğim bir dostumu ziyarete gidiyorum, bu böreği de ona götüreceğim, bakalım beğenecekmi:)
Tarifi:
2 ad. Yufka
3 ad. Kabak
400 ml. Süt
100 ml. Krema
125 gr. Yoğurt
2 ad. Yumurta
80 ml. Zeytinyağı
100 gr. Beyaz Peynir, rendelenmiş
100 gr. Taze Lor, irice kırıklanmış
1 bağ Taze Nane
½ bağ Dereotu
Tuz-Karabiber
• Krema, süt, yoğurt, zeytiyağı ve yumurtaları tuz-karabiberle iyice çırpın. Karışsın.
• Kabakları rendenin iri tarafıyla rendeleyin.
• Tek yufkayı tezgaha açın. Üstüne az bir şey hazırladığınız sosdan serpiştirin. → Fazla olmasın. 2-3 kaşık yeterlidir.
• Rendelediğiniz kabakların yarısını bu yufkanın üstüne serpiştirin. Eşit yayılmasına, kenarlara da gelmesine dikkat edin.
• Sonra aynı şekilde, sırasıyla beyaz peynir, lor, dereotu ve nane yapraklarını serpiştirin.
• Sonra yufkayı alt ve üst kenarından sıkıştırarak akordiyon gibi yapın. Yani önünüzde size paralel olarak duran, uzunlamasına bir akordiyon olsun.
• Bu uzunlamasına akordiyonu eşit 5 parçaya kesin.
• Diğer yufkayı da aynı şekilde hazırlayın ve tüm kestiğiniz parçaları bir fırın kabına sıkışık olacak şekilde yerleştirin.
• Sosun tamamını bu böreğin üstüne dökün ve 30-60 dakika buzdolabında bekletin.
• Önceden 160 dereceye (turbo) ısıtılmış fırındayaklaşık 40-45 dakika, üstü kızarıp, sıvısını çekinceye kadar pişirin. → Kurumasın, ıslak olsun ama sulu olmasın.
P.S Bugün çok sevdiğim bir dostumu ziyarete gidiyorum, bu böreği de ona götüreceğim, bakalım beğenecekmi:)
Tarifi:
2 ad. Yufka
3 ad. Kabak
400 ml. Süt
100 ml. Krema
125 gr. Yoğurt
2 ad. Yumurta
80 ml. Zeytinyağı
100 gr. Beyaz Peynir, rendelenmiş
100 gr. Taze Lor, irice kırıklanmış
1 bağ Taze Nane
½ bağ Dereotu
Tuz-Karabiber
• Krema, süt, yoğurt, zeytiyağı ve yumurtaları tuz-karabiberle iyice çırpın. Karışsın.
• Kabakları rendenin iri tarafıyla rendeleyin.
• Tek yufkayı tezgaha açın. Üstüne az bir şey hazırladığınız sosdan serpiştirin. → Fazla olmasın. 2-3 kaşık yeterlidir.
• Rendelediğiniz kabakların yarısını bu yufkanın üstüne serpiştirin. Eşit yayılmasına, kenarlara da gelmesine dikkat edin.
• Sonra aynı şekilde, sırasıyla beyaz peynir, lor, dereotu ve nane yapraklarını serpiştirin.
• Sonra yufkayı alt ve üst kenarından sıkıştırarak akordiyon gibi yapın. Yani önünüzde size paralel olarak duran, uzunlamasına bir akordiyon olsun.
• Bu uzunlamasına akordiyonu eşit 5 parçaya kesin.
• Diğer yufkayı da aynı şekilde hazırlayın ve tüm kestiğiniz parçaları bir fırın kabına sıkışık olacak şekilde yerleştirin.
• Sosun tamamını bu böreğin üstüne dökün ve 30-60 dakika buzdolabında bekletin.
• Önceden 160 dereceye (turbo) ısıtılmış fırındayaklaşık 40-45 dakika, üstü kızarıp, sıvısını çekinceye kadar pişirin. → Kurumasın, ıslak olsun ama sulu olmasın.
4 Kasım 2010 Perşembe
Hafif çok hafif
Bugün hızımı alamadım, akşam için hazırladığım çorbanın tarifini de sizinle paylaşmak istedim. Sebze seviyorsanız ve akşamları hafif bir şeyler yemek isterseniz işte tam size göre tarif. Gerçi Türkiye'de bu gibi fazla sulu çorbalar pek ilgi görmüyor (en azından benim bildiğim kadarıyla, belkide yanılıyorumdur:) ama ben yinede bu çok sevdiğim çorbanın tarifini vermek istiyorum. Bu çorbada ben yağ kullanmıyorum ama siz isterseniz biraz zeytinyağı ekleyebilirsiniz. Bu tarifin en güzel tarafı buzdolabınızda bulunan tüm sebzeleri kullanabilirsiniz. Bugün ben çorbada dana eti kullandım ama kuzu eti çok daha leziz olur, hemde yağ eklemenize hiç gerek kalmaz.
Çorba malzemesi:
4 kişilik
1 büyük patates
1 orta kabak
2 sap pırasa
1 soğan
300 gr kadar küçük küçük doğranmış kuzu eti
1 orta havuç
7-8 yaprak pazı (isterseniz ıspanak da koyabilirsiniz)
6-7 bardak su (çorbanızın daha sulu yada daha az sulu istemenize bağlı olarak ayarlayın)
Tuz-taze çekilmiş karabiber
bir tutam dereotu
Yapılışı
Yukarıda saydığım malzemeleri isteğinize göre çeşitlendirebilirsiniz. Tüm sebzeleri küçük küçük doğrayın. Yaklaşık 6 su bardağı kaynar suya önce defne yaprağı, et ve kuru soğanı atın, orta ateşte etler biraz yumuşamaya başlayana kadar kaynatın. Suyun üzerinde oluşan köpükleri bir kaşık yardımıyla yüzeyden temizleyin. Sonra sırasıyla havuçları, patatesleri (varsa biraz kereviz katarsanız çok yakışır) ekleyin ve havuç ve patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin. Ardından kabakları ekleyin ve onlar da yumuşayınca son olarak ince (çok ince olmasın ama) doğradığınız pazı veya ıspanağı ekleyin ve tencerenin altını kapatın ( benim tencerem dökme demir olduğundan altı kapandıktan sonra da bir miktar içindeki malzeme pişmeye devam ediyor o yüzden kapatıyorum, ama eğer sizin tencereniz döküm değilse o zaman biraz pişmesini bekleyin sonra da altını kapatın. Ama dikkat edin ıspanak veya pazı fazla pişerse hem rengini hemde vitaminlerini kaybeder). Çorbanızı servis ederken üzerine biraz krema gezdirebilirsiniz. Son dokunuş olarak biraz taze ince kıyılmış dere otu serpin. Ben acı sevdiğimden evde annemin bahçesinden topladığım biberlerden yaptığım acı sostanda koydum.
P.S Bu arada ben çorbalarımı pişirirken asla yüksek ateşte haşlamıyorum, genelde kısık ateşte pişmesini tercih ediyorum, sebzeler fazla pişip ezildiğinde pek lezzetli olmuyorlar.
Afiyet olsun:)
Çorba malzemesi:
4 kişilik
1 büyük patates
1 orta kabak
2 sap pırasa
1 soğan
300 gr kadar küçük küçük doğranmış kuzu eti
1 orta havuç
7-8 yaprak pazı (isterseniz ıspanak da koyabilirsiniz)
6-7 bardak su (çorbanızın daha sulu yada daha az sulu istemenize bağlı olarak ayarlayın)
Tuz-taze çekilmiş karabiber
bir tutam dereotu
Yapılışı
Yukarıda saydığım malzemeleri isteğinize göre çeşitlendirebilirsiniz. Tüm sebzeleri küçük küçük doğrayın. Yaklaşık 6 su bardağı kaynar suya önce defne yaprağı, et ve kuru soğanı atın, orta ateşte etler biraz yumuşamaya başlayana kadar kaynatın. Suyun üzerinde oluşan köpükleri bir kaşık yardımıyla yüzeyden temizleyin. Sonra sırasıyla havuçları, patatesleri (varsa biraz kereviz katarsanız çok yakışır) ekleyin ve havuç ve patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin. Ardından kabakları ekleyin ve onlar da yumuşayınca son olarak ince (çok ince olmasın ama) doğradığınız pazı veya ıspanağı ekleyin ve tencerenin altını kapatın ( benim tencerem dökme demir olduğundan altı kapandıktan sonra da bir miktar içindeki malzeme pişmeye devam ediyor o yüzden kapatıyorum, ama eğer sizin tencereniz döküm değilse o zaman biraz pişmesini bekleyin sonra da altını kapatın. Ama dikkat edin ıspanak veya pazı fazla pişerse hem rengini hemde vitaminlerini kaybeder). Çorbanızı servis ederken üzerine biraz krema gezdirebilirsiniz. Son dokunuş olarak biraz taze ince kıyılmış dere otu serpin. Ben acı sevdiğimden evde annemin bahçesinden topladığım biberlerden yaptığım acı sostanda koydum.
P.S Bu arada ben çorbalarımı pişirirken asla yüksek ateşte haşlamıyorum, genelde kısık ateşte pişmesini tercih ediyorum, sebzeler fazla pişip ezildiğinde pek lezzetli olmuyorlar.
Afiyet olsun:)
Mis kokulu ekmek
Küçük bir kızken annem beni ekmek almaya markete yollardı. Ben de gider bir sürü ekmek arasından özene bezene bir somunu seçer, öyle eve dönerdim. Annem ekmeği alır önce bir güzel koklar, dilimler tadına bakardı. Sonra bana döner o güzel gülümsemesiyle "Aferin sana kızım yine en güzel ekmeği seçmişsin" derdi. Ben, yüzümde beliren gurur dolu gülümsemeyle bir sonraki başarılı seçimim için markete yollanmayı dört gözle beklemeye koyulurdum. İşte o zamanlar yediğim tam buğday unundan yapılmış dikdörtgen somunların ne kokusunu ne de tadını hiç unutmadım. Yıllar geçtikçe, ülkede buhranlar başladıkça ekmek de tıpkı memleketim gibi solmaya ve silikleşmeye başlamıştı. Artık ne unu aynı un ne de kokusu aynı kokuydu; marketlerden ekmek alınmaz hale gelmişti. Unutmuştum artık o kokuyu ve o tadı, taki iki sene evvel elime Dilistan Çilingiroğlu Shipman'in "Ekmek Bir Tutukudur" kitabı elime geçene kadar.
O kitaptan bir çok tarif öğrendim, ama en çok yararlandığım bilgi fermente metotlarıydı. O kitaptan öğrendiğim bir mayayı kullanarak Arzu-Ülfet Aygen'in "Beyaz Unusuz Şekersiz Hamur İşleri" kitabında verdikleri "Ekşi Mayalı Alman Ekmeği" tarifinde kullandım. Verilen tarifte ekşi maya kullamılmıştı. Ancak ben, daha kolayıma gelen "Poolish mayası"nı kullandım. Sonuç bana göre harikaydı, ekmeğin tadı ekşi maya ile yapılan ekmeği çok andırıyor. İçi hafif nemli, dışı çıtır çıtır kabuklu bir ekmek oldu ve birkaç gün oldukça tazeliğini korudu. Ben genelde iki somun yapıyorum, ailecek üç günde de bitiriyoruz. Ekşi mayalı, içi hafif nemli ekmek sevenlerin mutlaka denemesini tavsiye ederim. Bana kalırsa evinde bir kere ekmek yapan biri, bir daha dışarıdan ekmek alıp yemek istemez. Deneyin...
Sevgilerle
Sadece EKMEK
Mayasını hazırlamak için:
350 gr Un (ben tam buğday unu kullanıyorum ama beyaz un da kullanabilirsiniz) (yaklaşık 3 s.bardağı un)
375 ml su (yaklaşık iki s.bardağı su)
5 gr taze maya (Pak maya kullanıyorum)
Suya mayayı katın ve güzelce maya eriyene kadar karıştırın. Maya eridikten sonra üzerine un katın ve karıştırın, koyu bir bulamaç elde edeceksiniz. Üzerini temiz bir bezle örtün ve ılık bir yerde 2-3 saat kadar kabarmaya bırakın. Bu karışım buzdolabında kullanılmaya hazır bir şekilde 3 gün bekletilebilir.
P.S Suyunuz çok hafif ılık olursa maya daha güzel kabarır, ancak dikkat edin fazla sıcak olmasın.
Ekmek hamuru için: (1 Somun)
2 su bardağı tam buğday unu
2 su bardağı çavdar unu (isterseniz beyaz un da katabilirsiniz)
1.5 su bardağı yukarıda tarif ettiğim maya
1.5 su bardağı ılık su
1 silme yemek kaşığı tuz
1 yemek kaşığı pekmez
Yapılışı:
Ben şöyle yapıyorum, karıştırma kabına önce ılık suyu ve pekmezi koyuyorum, üzerine mayayı ekliyor bir güzel karıştırıyorum. Ardından unu, tuzu da katıp mikserin hamur karıştırma ucuyla düşük seviyede güzelce karıştırıyorum. Mikseriniz yoksa elle de yoğurabilirsiniz, hamur yapışkan kıvamlı olacaktır, daha fazla un katmayın. Hamuru karıştırma kabının içinde 20 dakika kadar dinlendirin. Sonra tekrar yoğurun, ardından içini pişirme kağıdı ile kapladığınız uzun kek kalıbına hamuru dökün. Üzerini nemli temiz bir bezle kapatın ve yaklaşık 2 saat ılık bir yerde kabarmaya bırakın. Kabaran ekmeğin üzerine biraz un serpin. Şimdi geldik en önemli kısmına. Fırın mutlaka daha önceden ısıtılmış olmalıdır, ilk etapta 220 dereceye getirdiğiniz fırına küçük bir kapta su koyun, ekmeğinizi 10 dakika 220 derecede pişecek, 10 dakika sonra fırının ısısını 200 indirin ve 45 dakika daha pişirin.
Fırından çıkardığınız ekmeğinizi bir ızgara üzerinde soğumaya bırakın
Afiyet olsun
P.S tarif çok zor ve oyalayıcı gibi görünüyor ama gözünüz korkmasın, eliniz bir alışsın, sonrası kolay:)
O kitaptan bir çok tarif öğrendim, ama en çok yararlandığım bilgi fermente metotlarıydı. O kitaptan öğrendiğim bir mayayı kullanarak Arzu-Ülfet Aygen'in "Beyaz Unusuz Şekersiz Hamur İşleri" kitabında verdikleri "Ekşi Mayalı Alman Ekmeği" tarifinde kullandım. Verilen tarifte ekşi maya kullamılmıştı. Ancak ben, daha kolayıma gelen "Poolish mayası"nı kullandım. Sonuç bana göre harikaydı, ekmeğin tadı ekşi maya ile yapılan ekmeği çok andırıyor. İçi hafif nemli, dışı çıtır çıtır kabuklu bir ekmek oldu ve birkaç gün oldukça tazeliğini korudu. Ben genelde iki somun yapıyorum, ailecek üç günde de bitiriyoruz. Ekşi mayalı, içi hafif nemli ekmek sevenlerin mutlaka denemesini tavsiye ederim. Bana kalırsa evinde bir kere ekmek yapan biri, bir daha dışarıdan ekmek alıp yemek istemez. Deneyin...
Sevgilerle
Sadece EKMEK
Mayasını hazırlamak için:
350 gr Un (ben tam buğday unu kullanıyorum ama beyaz un da kullanabilirsiniz) (yaklaşık 3 s.bardağı un)
375 ml su (yaklaşık iki s.bardağı su)
5 gr taze maya (Pak maya kullanıyorum)
Suya mayayı katın ve güzelce maya eriyene kadar karıştırın. Maya eridikten sonra üzerine un katın ve karıştırın, koyu bir bulamaç elde edeceksiniz. Üzerini temiz bir bezle örtün ve ılık bir yerde 2-3 saat kadar kabarmaya bırakın. Bu karışım buzdolabında kullanılmaya hazır bir şekilde 3 gün bekletilebilir.
P.S Suyunuz çok hafif ılık olursa maya daha güzel kabarır, ancak dikkat edin fazla sıcak olmasın.
Ekmek hamuru için: (1 Somun)
2 su bardağı tam buğday unu
2 su bardağı çavdar unu (isterseniz beyaz un da katabilirsiniz)
1.5 su bardağı yukarıda tarif ettiğim maya
1.5 su bardağı ılık su
1 silme yemek kaşığı tuz
1 yemek kaşığı pekmez
Yapılışı:
Ben şöyle yapıyorum, karıştırma kabına önce ılık suyu ve pekmezi koyuyorum, üzerine mayayı ekliyor bir güzel karıştırıyorum. Ardından unu, tuzu da katıp mikserin hamur karıştırma ucuyla düşük seviyede güzelce karıştırıyorum. Mikseriniz yoksa elle de yoğurabilirsiniz, hamur yapışkan kıvamlı olacaktır, daha fazla un katmayın. Hamuru karıştırma kabının içinde 20 dakika kadar dinlendirin. Sonra tekrar yoğurun, ardından içini pişirme kağıdı ile kapladığınız uzun kek kalıbına hamuru dökün. Üzerini nemli temiz bir bezle kapatın ve yaklaşık 2 saat ılık bir yerde kabarmaya bırakın. Kabaran ekmeğin üzerine biraz un serpin. Şimdi geldik en önemli kısmına. Fırın mutlaka daha önceden ısıtılmış olmalıdır, ilk etapta 220 dereceye getirdiğiniz fırına küçük bir kapta su koyun, ekmeğinizi 10 dakika 220 derecede pişecek, 10 dakika sonra fırının ısısını 200 indirin ve 45 dakika daha pişirin.
Fırından çıkardığınız ekmeğinizi bir ızgara üzerinde soğumaya bırakın
Afiyet olsun
P.S tarif çok zor ve oyalayıcı gibi görünüyor ama gözünüz korkmasın, eliniz bir alışsın, sonrası kolay:)
3 Kasım 2010 Çarşamba
Limonlu Kek
Dün akşam, İpek hanım'ın çiftliğinden heyecanla beklediğim haftalık meyve sebze kolim geldi, koliyi açmamla burnuma harika bir limon kokusunun çarpması bir oldu. Çok fazla düşünüp taşınmama gerek kalmadı ve ilk tarifimde bu muhteşem limonları kullanarak kek yapmaya karar verdim. Pazara çıkın harika kokulu limonlardan bir kaç tane kapıp bu mis gibi limon kokan kekten deneyin derim.
Limonlu kek
Kek hamuru için:
5 yumurta
250 gr tereyağı
250 gr şeker
1-2 limon rendesi
1/5 bardak limon suyu
250 gr un
1 paket kabartma tozu
Glasürü için:
250 gr pudra şekeri
2 yemek kaşığı limon suyu
Yapılışı:
Önce yumurtaların güzelce çırpın, ardından şekeri ekleyerek (bu arada ben sadece 125 gr şeker kullanıyorum) çırpmaya devam edin, mikserinizin ayarını düşürün ve sırasıyla yumurta sarısını, erimiş tereyağını, limon suyunu ve limon rendelerini de ekleyin. Mikser ayarınızı 1'e alın ve yavaş yavaş un ve kabartma tozunu ekleyin. Yağladığınız kek kalıbında daha önceden ısıttığınız175 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin, yaklaşık 25-30 dakika kadar. Fırından çıkarmadan evvel mutlaka içinin de pişip pişmediğini bir kurdanla kontrol edin.
Diğer taraftan 2 yemek kaşığı limon suyunu pudra şekeri ile karıştırın, yoğun bir karışım elde edeceksiniz ( ben biraz daha fazla limon suyu kattım çünkü fazla koyu oldu), glazürü kekin üzerine dökün. Donunca kıtır kıtır kekin üstünü kaplar ve mayhoş bir tat verir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)